tag:blogger.com,1999:blog-65189801575373620682024-03-13T13:03:19.738+03:00Çatıkatı sakinleriBiz gelene kadar bir acı kahve molası.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00910697244876508407noreply@blogger.comBlogger128125tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-23250071769367956752017-03-15T02:23:00.002+03:002017-03-15T02:30:41.746+03:00Yan Ateşböceği!<i>"GİDEN GİTTİ YAN ATEŞ BÖCEĞİ<br />ŞARKINI SÖYLE SAZINI ÇAL.."</i><br />
<br />
Aklımdan hiç çıkmıyor o mayıs akşamları. Mis gibi kokan, çeşit çeşit meyve ağacının arasındaki minicik, rutubetten ciğerlerimizi çürüten ama her akşam huzurla oturduğumuz o güzelim evimizin tadını bir daha bulamamaktandır belki de ya da nankörlükten hepsi. Çok daha güzel, çok daha mutlu, refah dolu günlerim oldu. Olacaktır da elbet. Ama hepimiz içten içe bir ağustos ateş böceği değil miyiz?<br />
<i>En çok sazımız elimizde şarkı söylediğimiz günleri severiz.</i><br />
<i><br /></i>
Belki çok yaş almadım o günlerin üstüne ama sanki yüz yıllar önce kaf dağının eteklerinde yazılmış bir masa gibi geliyor her biri. Gerçi masal olacak kadar mükemmel de değildik. Sürekli sigaranın o boğucu kokusuyla birleşen rutubetin ciğerlerimizi acıtışı vardı. Buz dolabımızın genelde bir rafında yiyecek olur, ayın sadece bir günü her raf dolu olurdu ya da ana babamız gelirdi de doldururdu fare düşse başını yaracak dolabımızı. Her daim bulaşık dolu olurdu mutfağımız. İki kızdık ama belki beş erkeğin kaldığı evin mutfağından daha beterdi halimiz. Ne o beni zorlardı temizle diye ne ben onu. Ama bir temizliğe tutulurduk ki görmeyin. Havada toz dahi uçmazdı.<br />
<br />
Bahçemizde çok lezzetli çilekler vardı. Ben çok severim çilekleri. Ne illettir ki dokunduğum an her yerim kıpkırmızı kesilir, günlerce geçmek bilmeyen bir kaşıntı sarar her yanımı. Ama olsun. Öyle lezzetlilerdi ki dayanamazdım, sabahın ilk ışıklarıyla gider en küçüğünü koparıverirdim incecik dalından. Foyam çok geçmeden ortaya çıkardı gerçi. Olsun.<br />
<br />
Hele bizim bir salıncak keyfimiz vardı ki sormayın. Hangi aklı evvel gecenin kör ikisinde neredeyse bir saat yol yürüyüp sallanmaya giderdi ki? Tabi ki biz. Sahilde kocaman yuvarlak salıncaklar vardı. Gerçi onlara salıncakta denmez bildiğin üstüne yatar, bağdaş kurar ya da aynı salıncağa sığışmaya çalışıp bir sağa bir sola giderken çekirdeğimizi çitlerdik. <i> </i><br />
<br />
<i>Salıncak değildir onun adı, olsa olsa mutluluktur.</i><br />
<br />
O günlerin en güzel yanı sorumsuzluktu sanırım. Hiçbir gerekliliğim,hiçbir geçerli sebebim yoktu bir şeyler yapmak için. Daha çok başındaydım her şeyin. Ne iş önemliydi ne para. Hiçbir zaman savurgan olmamıştım, kenarda köşede illa bir kaç kuruşum olurdu. Ama olmadığında da gidip anamdan babamdan istemezdim. Bittiyse bitti, bitirmeseydim der otururdum evimde. Zaten sigaram olsun yeterdi bana. Çok matah bir şey ya sanki. Bir gece hatırlıyorum, daha gün aymamıştı ama gözlerime kan oturmuştu artık uykusuzluktan. Belki iki, üç gece olmuştu uyumayalı. Ne gereksiz işkencelermiş aslında. Neyse , ev arkadaşım odasından çıkıp salonun ışığını bir yaktı, dumandan göz gözü görmüyor resmen. Hani derler ya duman altı olmuş diye, ondan bile beterdi. Öldürecekti beni o gece de, Allah'a şükür kıyamadı.<br />
<br />
Daha üniversite ikinci sınıftaydım bir buçuk ay boyunca okula gitmemiştim. Öyle ki tesadüfü okula uğramak zorunda kalınca birkaç gün sonra vizelerin başlayacağını öğrenmiştim. Çook derin bir aşk acısı çekiyordum. Hayatımda ilk defa terk edilmiştim. Hem de hiç beklemediğim bir şekilde. Dolayısıyla genç yaşıma, masum kalbime çok ağır gelmişti. O ağırlıkla da boşluğa bırakmıştım kendimi. Öyle ya daha elimde hiçbir şey yokken, en güzel, en yaşanılası günleriyken hayatımın hepsini zehir etmekte ustaydı büyüdüm sanan ama hiç büyümemiş olan aklım, mantığım. Önemli bir nokta da olduğumu idrak edemiyordum. Belki fark etsem her şey şu an çok farklı olabilirdi.<br />
<br />
<i>Gelecek ileri de bir yerdeydi benim için. Sanki hiç gelmeyecek gibiydi. Ama geldi.</i><br />
<br />
İnkar edemem, iyi ki de geldi. Evet çok ağır, çok acı geldi. Olsun. Çok seviyorum bu günümü. Kendim için bir şeyler yapıyor olmak, yarınım için koca koca yükleri sırtıma almak beni ben yapıyor. Üstelik genç yaşımın yalnızlığı da yok şimdi. Hemen bir nefes yanımda ne zaman düşsem beni tutacak, kendimi duvardan duvara vurup kan revan içinde döndüğümde bütün yaralarımı şefkatle üfle üfleye saracak biri var.<br />
<br />
<i>Şimdimin ve geleceğimin en güzel detayı.. İyi ki geldin! Hiç gitme.</i><br />
<br />
En çok neye inanıyorum biliyor musunuz? Ruhumun ateş böceği hiç terk etmeyecek beni. En karanlık günde bile sazıyla neşelendirecek o anı. Hep birlikte yanacağız ama canımız hiç acımayacak. En soğuk kış gecelerinde bile sıcacık olacak kalplerimiz. Çünkü bir olmak, iki ayrı bedende tek yürek..<br />
<i> </i><br />
<i>Ateş böceğim! Vefalı dostum! En güzel anım! </i><br />
<i>Gel yanalım, hiç sönmeyecekmişcesine.</i><br />
<i>Gün bitti , herkes gitti.</i><br />
<i>Olsun! Çal sazını!</i><br />
<i>Bak gün yeniden doğuyor.</i><br />
<i> Ver elini..</i><br />
<i> </i><br />
<br />
<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00910697244876508407noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-23175226681965273362016-12-22T17:11:00.001+03:002016-12-22T17:11:07.920+03:00Zamanın KaradelikleriHepiniz yaşamışsınızdır sanırım bunu ; gece mutlu mesut gözlerinizi huzurlu bir uykuya kapatmışken uyandığınızda kendinizi cehennemin orta yerinde bulursunuz. Bende öyle bir dönemdeyim. Cennette uyudum, cehennemde uyandım. Üstelik benim cennetim cehennemin içindeki bir vahaydı.<br />
<br />
Beklenmedik şeyler benim hep dengemi şaşırtır. Yetmiyor gibi birde normalde hiç sahip olmadığım kaygılar dört bir yanımı sarar. Aklımda sürekli bir neler oluyor sorusu vardır ve işte bu da benim en nefret ettiğim dönemdir. O yüzden adı karadelik.<br />
<br />
Seni olduğun yerden çok uzak bir noktaya minicik bir an içinde gönderir ve çekim alanına girdiysen kaçmak gibi bir şansın asla yoktur. Benim de hiçbir zaman olmadı. Çünkü karadelikleri hiç önceden fark edemedim.<br />
<br />
Şimdide ne zaman biteceğini bilmediğim bir zaman yolculuğunun içindeyim. Hemde en sancılı en acılı anında.<br />
<br />
Aslında uzaktan bakıldığında hiçbir sorunu olmayan, kendi halinde yoğun hayatlara sahip iki insanız biz. Tabi birbirimize çok aşık olduğumuz gerçeğini de görmezden gelmek olmaz. Ama bir süredir hayatımız garip bir karmaşa içinde. İstemediğimiz bir düzen içinde, istemediğimiz kişilerleyiz. Doğal olarak mutlu değiliz. Ancak yanyana geldiğimizde yüzümüz gülüyor ya da telefonda konuşabildiğimiz kısacık dakikalarda.<br />
<br />
Yaklaşık iki senedir hiç şikayet etmedim ben onun iş yoğunluğundan. Çünkü biliyordum ki işi sabahın beşinde de bitse gözlerini mutlaka benim yanımda kapayacak. İkimizinde birbirimizi tanıdıktan sonra yegane amacı birbirimize gitmek oldu zaten. Ne ile uğraşırsak uğraşalım sonuç hep birbirimizdik.<br />
<br />
Başkalarına sıkıcı gelebilecek kadar çok konuşurduk telefonda. Ha tabi yanlış anlamayın böyle saatlerce değil. Sık sık ama maksimum bir dakika. Çünkü birbirimizin sesini duymak güne yeniden başlamış gibi hissettirirdi. Ama son günlerde öyle değil. Onun da benimde farklı sorunlarımız var. O sıkıntılı bir iş yeri ile uğraşırken bende sıkıntılı bir aile ile uğraşıyorum. Sorunumuzun tek ortak yanı sonunda ne olacağını bilmeyişimiz. İşte tüm sıkıntıda burada başlıyor. Şu raddeye kadar ne olursa olsun birbirimizden bir an bile uzak durmadık. Birbirimizi öldürmek istediğimiz anlarda bile ellerimiz hiç ayrılmadı. Şimdiyse iş yerinden çıkıp başka bir yere gittiğini bile belki saatler sonra öğreniyorum. Bütün boş vakitlerinde sesimi duymak isteyen ve mutlaka beni arayan adam şimdi saçma bahanelerle aramıyor. Toplantıdayken bile mesajlarıma bakan adam öğlen molasında attığım mesajı anca ben arayıp mesaj attım deyince görüyor.<br />
<br />
Daha o kadar çok şey var ki.. Ama en önemlisi de sesi. Eskiden her defasında beni sarıp sarmalayan sesi şimdi bir asker arkadaşından ibaret. O sıcacık ses yok, ilgili ton yok. Canım deyişindeki samimiyet bile yok ve ben onları çok özlüyorum. Evet biliyorum çok yoğun bir zamanda ve uğraştığı şeyler basit kolay değil. Binbir tane adam arkasından iş çeviriyor. Ama bu hep böyle değil miydi zaten? Neden şimdi, tamda ona en çok ihtiyacım olan zamanda bunu yapıyor.<br />
<br />
Birkaç gündür her telefonu dolu dolu gözlerle kapatıyorum. Her gece mutlaka birkaç damla yaş dökülüyor gözlerimden.<br />
<br />
Umuyorum ki çabucak geçsin bu zaman. <br />
Bana can dediğinde yeniden doğduğum günlerimiz geri gelsin.<br />
Çünkü ben bu günleri hiç sevmedim..Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00910697244876508407noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-5814792649441830032016-11-17T20:16:00.001+03:002016-11-17T20:16:25.180+03:00Kelimeler; aşk&sevgi.Merhaba blog.<br />
<br />
Biliyor muydunuz merhaba farsçada "benden size zarar gelmez" demekmiş. Öğrendiğimden beri her söylediğimde kısa da olsa bir düşünce boşluğunda buluyorum kendimi. Gerçekten benden onlara zarar gelmez mi? Ya onlardan bana?<br />
<br />
Bilinçsizce söylediğimiz öyle çok kelime var ki. Manasını bilmiyoruz ama söylüyoruz işte. Bir nevi alışkanlık bizdeki. Daha önce bir yazımda daha ele almıştım bu konuyu. Mesela her önümüze gelene canım diyoruz değil mi?<br />
<br />
Arkadaşlarımıza, samimiyet göstergesi olacağına inandığımız ya da daha kibar gözüküyoruz diye düşündüğümüz için daha yeni yeni tanıdığımız insanlara, sevgilimize, ailemize, sokakta başını okşadığımız bir çocuğa vs daha bir çok kişiye. Ama gerçekten hepsi Can'ımız mı? Tabi ki hayır.<br />
Bunu fark ettiğim ilk andan sonra çoğu kişiye karşı bu kelimeyi kullanmayı bırakmıştım ama son zamanlarda fark ediyorum ki yine bu şekilde konuşmaya başlamışım. Kendimi yeniden düzeltmem gerekiyor bu konuda. Çünkü can dediğin o kadar basit değil.<br />
<br />
Son zamanlarda sevgi hakkında çok düşünüyorum. Çok seviyesinin biraz daha üstünde sanırım. Buna kısa bir süre önce henüz lise hayatının başında olan ve aşk&sevgi konularında kafası biraz karışık olan kardeşiminde bu konuyu açmasıyla kesinkes emin oldum.<br />
<br />
Aşk kelimesi bana her zaman tutku ve coşkuyu çağrıştırmıştır. Her şeyi en uç noktada yaşamayı, mutlu olunca kendini bulutların çok çok üstünde bulurken, en ufak mutsuzluğun yerin yedi kat dibine indirmesi gibi mesela. Birini sevince sınırının olmadığı gibi nefret edince de aynı derece hissiz olmak benim için aşk kelimesinin örnekleri.<br />
<br />
Sevgi ise daha masum ve durağan. Mesela bir bebek görüntüsü canlanıyor benim aklımda sevgi kelimesini duyunca. Tatlı gülüşleri ve çıkardığı o garip ama huzur veren sesleri. Aynı zaman da gelecekle ilgili güzel planlar, hayaller.<br />
<br />
Sevgi denilen şey benim için daha çok sakinlikten ve huzurdan ibaret anlayacağınız. Aşk ise tam bir karmaşa. <br />
<br />
Ama kardeşimle konuşurken bunun başkaları için farklı anlamları olabileceğini fark ettim. Kardeşime göre sevgi daha uzun ömürlü ve o olmadan aşk başlayamıyor. Bense tam tersine sevginin tetikleyicisinin aşk olduğunu düşünmüşümdür hep.<br />
<br />
Aşkın bir süre sonra -kısa veya uzun- yerini sevgiye bırakıp sonsuzluğa kavuşması resmedilirdi hep benim aklımda. Kardeşimin anlattığı birkaç örnek ve söylediği birkaç söz -her ne kadar sonradan onunda farklı düşüneceğine emin olsam da- aklımı karıştırdı. Bizim aşk deyip ilk anda tutulduğumuz şey aslında daha önceden sevgi ile içimizde biriktirip hepsinin doyuma ulaştığı bir anda ondan asla vazgeçemeyecekmiş gibi hissetmemize mi sebep oluyordu acaba?<br />
<br />
Neden olmasın? Zaten aşk dediğin şey birine karşı duyduğun hislerin tavan yaptığı anların bütünü değil mi? Yine de benim kafam biraz karışık bu konuda. Hani yılların sorusu vardır ya tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan? İşte o hesap bu konuda. Aşk mı sevgiden doğar, sevgi mi aşktan?<br />
<br />
Sizce aşk&sevgi nedir? Hangisi diğerinin sebebi olur ya da başka faktörler mi vardır?<br />
<br />
Benimle düşüncelerinizi paylaşırsanız memnun olurum. Blogla aynı isimdeki mavihatun@gmail.com hesabıma yazabilirsiniz :)<br />
<br />
Bir dahaki yazıya kadar hoşçakalın :)<br />
<br />
Ve unutmayın mutlaka biri tarafından seviliyorsunuz :)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00910697244876508407noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-6995408442471326882016-11-13T15:19:00.001+03:002016-11-13T15:19:20.207+03:00Her karanlığın sonu aydınlık derler, biri ışığı yaksın!Hayatım boyunca en çok duyduğum ama gerçekleştiğini çok nadir gördüğüm cümledir ; her karanlığın sonu aydınlık.<br />
<br />
Ya benim ışığımda bir sorun var ya da ben ışığı yaktıkça söndüren biri. Kendimi bildim bileli hiçbir zaman kimseden bir iyilik ya da yardım beklemedim. Beklemem de. Sonuçta Allah herkese verdiği aklı mantığı bana da vermiş. O zaman niye biri yardım etsin diye bekleyeyim ki? Hoş beklesem de eden olur mu? Sanmam.<br />
<br />
Şimdi aklınızdan binbir türlü laf geçecek." Sanki yardım mı istedin? İstedin de kimse gelmedi mi? Geleni kabul ettin mi ki? " Ardı arkası kesilmez bunların. Çünkü çevremde daha çok dik burunlu, kendi dediği her zaman daha iyi olan, bilmiş , uyuz vb özelliklerimle anılırım. Peki hiç durup düşündü mü bunları diyenler. Bir insan neden hep her şeyi en iyi kendi bilir, neden önce kendi yöntemini uygular sorunlara karşı, neden burnunun dikine dikine gider? Siz söylemeden ben söyleyeyim. Çünkü ya hep yalnız geçirmiştir ömrünü ya da yanına gelen herkes çıkarı için gelmiştir.<br />
<br />
Ha şimdi bir kısım da diyecek ki "hep mi öyle insanlar geldi!" Hayır. Aralarında illa iyi insanlarda geldi. Ama üç kuruşluk insana beş kuruş değer verince bir süre sonra diğerlerinden farkları kalmadı. Özünü koruyan insanlar ise bir elimin parmaklarını geçmezler. İyi ki onlara sahibim, iyi ki varsınız.<br />
<br />
Ama asıl mevzu bu insanların yedi kat yabancı olması. Benim hiç umrumda olmadı bir ton insanın yanımda olması. Zaten bir sürü insan var yakınımda. Ama işte bir sürü insandan da bir avuç insanı yeğliyor insan. Çünkü aile olmadıktan sonra arkadaşın çok bir önemi olmuyor senin için. Önce aile diyorsun hep. O yüzden elindeki bir avuç insanla ufak, güzel, sessiz sakin bir hayat kuruyorsun. Belki gerçekten canından, kanından değiller ama seninler. Hem de gerçekten. Kendi çıkarları için seni sırtından vurup gitmiyorlar en azından. O yüzden onları hep herkesten bir adım ileri de tutuyorsun. Hatta kilometrelerce ileride tutuyorsun ki onlara da bir şey olmasın.<br />
<br />
Çünkü can deyip sırtını yasladıkların mutlaka bir yerde kendini çekiyor ve sen koca uçurumlardan aşağı yuvarlanıyorsun. Nasıl mı?<br />
<br />
Mesela o canından kanından olanlardan biriyle aranda bir sıkıntı oluyor. Akşam olup, ailenin üyeleri bir araya geldiğinde içlerinden biri gelip sana " ne oldu" diyor. Sende mevzuya ufaktan açıp, şimdi konuşmayalım ben sonra sana anlatırım diyorsun. Bu gayet normal. Çünkü mevzuyu o anda açarsan gereksiz yere olay büyüyecek, aslında olmayan şeyler varmış gibi gösterilecek. Ama ne mana ise o akşam sonra konuşuruz dediğin kişi konuyu bomba gibi ortaya atıyor. Tabi sonra anlıyorsun ki onunda benzer bir karın ağrısı varmış ve konu kendi üstünden açılsaydı o karın ağrısı daha büyük sorunlara yol açarmış. O da gayet masumca konuyu senin üzerinde patlatıyor. Ama sorsan "ben senin için yaptım" diyor. "Aranızda huzursuzluk olmasın diye." Tabi gelin görün ki huzurluk denen şey aynı ev içinde çok farklı kutupların olmasına sebep oluyor.<br />
<br />
Tahmin edin sonra ne oluyor? Tamam tamam ben söylüyorum. Olay benim başıma patlıyor. Dışlanan kötü olan ben oluyorum çünkü o çok iyi niyetli ve ben hep kendi burnumun dikine giden, insanları üzen kişiyim. Ama o gerçekten çok iyi niyetli. Herkes iyi olsun istiyor. Bunun için çabalıyor. Ama ne hikmetse o bir şeyler için ne zaman çabalasa hep en kötüsü bana oluyor. Sonra ben kendi kendime toparlıyorum. Tabi çok gecikmeden mutlaka yeni bir darbe daha geliyor.<br />
<br />
O darbe gelene kadar da x kişisi gemiyi kendi istediği gibi yürütüp, işlerini hallediyor.<br />
<br />
Mükemmel hayat işte!<br />
<br />
Ne yapalım. Biz hep karanlık tünellerde yürüyoruz.. Başkaları gibi ışık içinde bokta yürümektense karanlıkta kuru yollarda yürüyoruz. Elbet aydınlığa çıkacağız. Sadece sabır dileyip yolumuza devam ediyoruz. Gün illa ki gelecek , gece bitecek. Ama biz her zaman geceyi hatırlayacağız. Onun kıymetini bileceğiz.<br />
<br />
Bütün kötü şeyler bir gün biter çünkü. İlla ki biter. Önemli olan bittiğinde dersini alıp, gelecekteki tüm adımlarını ona göre atmaktır.<br />
<br />
Tabi bunların sonucunda içimizde hep bir gün bütün gerçekleri herkes bilecek umudunu da hiç kaybetmeyeceğiz. Belki herkes her şeyi öğrendiğinde nefes almıyor, toprağın altında sıramızı bekliyor olacağız ama.. Bir gün herkes her şeyi öğrenecek.<br />
<br />
İyi niyetli gibi davranıp aslında çok farklı işler çevirenler, başkalarına olan öfkesini suçu olmayan insanlardan çıkaranlar, aslında tüm gerçeği görüp de işine gelmediği için görmezden gelenler.. Hepiniz bir gün çırılçıplak kalacaksınız. İşte o zaman zannetmeyin ki öfkemi üstünüze kusacağım. Şu saatten sonra artık böyle şeylerle uğraşamam. O hep sizin işinizdi zaten. Ben sadece her şeyin gün yüzüne çıkmış olmasının huzur ile kaldığım yerden mutluluğuma devam edeceğim.<br />
<br />
ve son olarak umarım benim başıma patlattığın olay işe yararda istediğin yerde istediğin hayatı kurarsın. En azından benim bu kadar üzülmem, acı çekmem, kötülenmem bir işe yarasın.<br />
<br />
Görüşmek üzere sevgili okurlar.<br />
Aydınlığa çıkabilirsen tabi..<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00910697244876508407noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-44648405989266552532015-10-25T22:29:00.002+03:002016-09-20T05:19:17.862+03:00<br />
<br />
Sessizlik güzel değil mi? <br />
<br />
Susmaya karar verişim konuştukça canımın yanmasından sanırım. Ama şimdilerde dudaklarım oynamasa bile içimden çokça konuşur oldum. Ne zaman kalem kağıda uzanmaya kalksa ellerim, dış yüzeyine çocuğunu sıcak sobaya dokunmaması için engelleyen anne edasıyla vurma alışkanlığımdan bir türlü vazgeçemeyişim ise çok ayrı bir hikaye.<br />
<br />
Az önce evde kimsenin olmayışından faydalanarak yeni yeni ağzıma dolanan şarkıyı açtım ama her dinlediğimde de bütün gece uyumayıp, sol yanımdaki ağrıyla tavanı izlediğim anlar geliyor aklıma. O an ki ağrıyla kıvranıyorum birkaç salise. <br />
<br />
Hep öyle olmaz mı zaten? Geride bıraktım dediğiniz her şeyi peş peşe gelince hoş bir ezgiye dönüşen notalara , belki sözlere yükleyip , karşımıza çıkıp başımızdan aşağı kaynar sular dökeceği anı bekleriz. <br />
<br />
Şu sıralar en çokta bu şarkıda yaşıyorum o anları. <br />
<br />
Aslında güzel başlayacak ve öyle de devam edecekti o akşam. Emindim. Mis gibi yemekler hazırlamış, yüzüme en tatlı gülüşümü yerleştirmiş, pır pır atan kalbimle tüm gün onu beklemiştim. <br />
<br />
Onun en belirgin huyu hiçbir şeyi gizlememek, aklında ne varsa dile dökmek. Her zaman sevdiğim bu huyunun bir gün gelip canımı yakacağını elbette ki bilmiyordum.<br />
<br />
“<i>Gidebilirim</i>” dedi. Bir sürü şey söyledi önünde, arkasında. Ama ben o anda takılı kalmıştım. Göğsünün sol yanına başımı yaslamış onu dinlerken ağzımdan hiçbir kelime çıkmıyordu. Sadece onun bana “kedi” ismini takmasına sebep olan mırıltılar duyuluyordu.<br />
<br />
Gidebilirdi,zaman gösterecekti. Ama beni seviyordu. Peş peşe savaşlarından yenilgiyle çıkan kalbim bunu kaldırabilir mi diye düşündüm ilk. Bir kez daha harabeye dönmek, geri toplanmaya gücüm kalmış mıydı? Hep <i>evet</i> desem de içimdeki ses benden daha dürüsttü, <i>hayır!</i><br />
<br />
O gittikten sonra bütün gece avucumda_ onu sevdiğim ilk gün_den kalma bir simgeyi üzerine çizdiğim anahtarlık avucumda öylece yattım kocaman yatakta. Ona vermem gerekiyordu ama verememiştim. “<i>her zaman her yerde seninleyim</i>” demekti o simge ve o gidebilirdi. <br />
<br />
Sonra o şarkıyı dinledim <a href="https://www.youtube.com/watch?v=USNTRwH1Tu8">bahsetmem lazım</a> <br />
<br />
Garip bir tesadüf ki yine durumu özetleyen aynı kadının şarkısıydı. Daha öncede olmazsan olmaz ile ayrı bir dönüm noktasına girmiştik. <br />
<br />
Gerçekten de onu kaybetme korkusuyla ilk kez yüz yüze kalmıştım ve içimden gelen tek şey yorganın altına saklanmaktı. Ta ki o gelip beni çıkarana kadar. Öyle de yaptım.<br />
<br />
Seviyorsanız yapabileceğiniz tek şey onun mutlu olduğu yerde olmasına izin vermek. Şanslıyım ki mutlu olduğu yeri bulması oldukça kısa sürdü. <br />
<br />
Sarıldı. Gitmem dedi , kaldı. İyi ki de kaldı.<br />
Mutsuzluktan muaf günlerimizin sonsuz olması bizimle ilgili tek duam sanırım.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-43534245652796870132015-10-25T21:17:00.002+03:002015-10-25T21:41:59.550+03:00Yaz bitti, Geriye ne kaldı ki?<br />
<br />
Bir türlü bitmeyen yaz, sonunda bitiyor. <br />
<br />
<br />
Normalde hiç huyum değildir mevsimleri bu kadar hızlı atlamak. Ama bu sene bir an önce güneş kaybolsun, rüzgarlar geri gelsin istiyorum.<br />
Fazlasıyla yorgun ve bir o kadarda bıkkınım. Her şey o kadar yavaş ilerliyor ki , sanki gizli bir el akreple yelkovanın yakasına yapışmış bir adım öteye gitmesin diye arkalarından çekiştiriyor. <br />
İşin kötü yanı , o bilindik korkular yine kapımda. Her zaman tek bir şey için çabaladım; huzur. Ama her zaman ben bir şeyleri yoluna koymak için koşuşturdukça yüksek yüksek tepelerden koca koca kayalar umutlarımı, heveslerimi un ufak etmek için hiç acımadan üzerime düşer.<br />
Şimdi gözüm hep yukarılarda.. Olur da yine üzerime düşecek bir şey varsa önceden görüp tutabileyim diye. Tabi korkular yerinde rahat durur mu bu seferde önüme çıkacak bir engel var mı diye endişeleniyorum. Ama her yanı sürekli kontrol etmek o kadar yorucu ki.<br />
Bazen diyorum “sakınan göze çöp batar” sen sakınma diye.. Ama.. işte amalar çoğalıyor her ihtimali düşündükçe.<br />
Öyle yorgunum ki, içimde sürekli uyumak isteği var. Ama uyursam , uyandığımda hiçbir şey yerli yerinde durmaz diye öyle korkuyorum ki.<br />
Sonra diyorum, O var. İzin vermez hiçbir şeyin bozulmasına. Vermez değil mi? Gecenin kör vakti uyanıp , tekrar tekrar üzerimi örterken , kapkaranlık gecelerde elimi bırakmazken , her şeyin elimden toz olup uçmasına izin vermez.<br />
Bazen o bilindik korkular aklımdaki, kalbimdeki her şeyi allak bullak ediyor. Hata yaptırıyor. Ama bir ses sürekli kafamın içinde.<br />
<br />
“Sakin ol, her şey güzel olacak.”<br />
<br />
O sesi seviyorum. İnandırmam gereken bir sürü insan olsa da, belki onu bile inandırmam gerekse de, bu beni yorsa da.. Seviyorum.<br />
Bu gerçekten şanslı hissettiriyor. Ki zaten en kötü zamanda bile dudağınızın kenarında minikte olsa bir gülümseme varsa , şans sizinle demektir.<br />
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-68564371571256796802015-10-25T21:16:00.003+03:002015-10-25T21:42:18.952+03:00Gözlerimi yokluğuna açıp, kokunun kırıntılarıyla geceye karışmaya çalışırken, o görünmez karanlığın bir anda sol yanımı ele geçirmesi.. Günlerdir görülen ama unutulmaya çalışan kabus işte.<div class="post_footer clearfix" data-subview="footer" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: transparent; background-color: white; border-bottom-left-radius: 6px; border-bottom-right-radius: 6px; border-spacing: 0px; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #a1a1a1; display: table; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; font-stretch: inherit; font-weight: bold; height: 45px; line-height: 45px; margin: 0px; outline: none 0px; padding: 0px 20px; vertical-align: baseline; width: 540px; zoom: 1;">
<div class="post_notes" data-subview="notes" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: transparent; border: 0px; box-sizing: border-box; display: table-cell; font-family: inherit; font-size: inherit; font-stretch: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; font-weight: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; outline: none 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline; width: 404px;">
<div class="post_notes_inner" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: transparent; border: 0px; box-sizing: border-box; font-family: inherit; font-size: inherit; font-stretch: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; font-weight: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; outline: none 0px; padding: 0px 10px 0px 0px; vertical-align: baseline;">
<div class="post_notes_label note_count" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: transparent; border: 0px; box-sizing: border-box; float: left; font-family: inherit; font-size: 13px; font-stretch: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; font-weight: inherit; line-height: inherit; margin: 0px 2px 0px 0px; outline: none 0px; padding: 0px; position: relative; vertical-align: baseline;">
</div>
</div>
</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-66712720840702725952015-10-25T21:16:00.001+03:002015-10-25T21:42:33.651+03:00<br /><br />Bir arabanın motor sesini ezberlemek de sevmeye dahil mi? Ya araba durduktan sonra tek kapı sesi duyulursa balkona koşmak ya da alt kapının kapanış sesini beklemek?<br /><br />En azından gözlerinde o özlenen bakışı görmeyi beklemek dahil olmalı değil mi?Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-73777932238901518512015-08-11T04:02:00.002+03:002015-10-25T21:43:18.450+03:00...<br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><img src="https://img2.blogblog.com/img/video_object.png" /><br />Bu şarkıyı ilk olarak bir müzik kanalında gördüm ve bir kaç saniye dolmadan kanalı değiştirdim ; daha canlı bir şeylere ihtiyacım vardı.<br /><br />Yaklaşık 10 gün önce elimi eline hapsetmiş bir adamla Çınarcık’a doğru yol alırken “dur” dedi. Elimi dizime bırakıp “sana çok güzel bir şarkı dinleteceğim”. Müzik zevkimiz olabileceğinden daha fazla uyuşuyordu, bunu ona hiç söylememiş olduğumu henüz fark ettim.<br /><br />Gözümü yoldan ayırıp yüzüne çevirdim. Daha şarkı çalmaya başlamamıştı, bir yandan öndeki arabayla olan mesafeyi korumaya uğraşıp bir yandan da listede şarkıyı arıyordu. Ama çoktan içinden söylemeye başladığı kafasını hafif hafif oynatışından ve neredeyse duyulmayacak bir fısıltıyı andıran sesinden belliydi. Gülümsedim sebepsiz, gözlerimi tekrar yola çevirecekken şarkının o iç kıpırtan ilk melodileri başladı. <br /><br />İnsan dinlerken sabit duramıyor değil mi? En azından biz duramamıştık. Hoparlörlerdeki ses yükselirken aynı anda onu bastırmaya uğraşırcasına bizimde sesimiz yükselmişti. Şimdi bile o an ki neşemi, yanaklarımdaki kasları ağırtacak kadar şiddetli olan gülümsememi hatırlıyorum. Uzun zamandır o kadar iyi hissetmemiştim.<br /><br />“Olmazsan olmaz, büyümez çiçekleriimm..!”<br /><br />Öyle içten söylemişti ki şu dört kelimeciği, ilk defa o zaman korktum sanırım onu acıtabilme potansiyelimden. Korkumu , onun onaylamayan bakışlarıyla beraber içmeye başladığım sigaramın dumanına sarıp camdan dışarı yolladım. Belki de yapmamalıydım.<br /><br />Son günlerde her ihtimale cevabım gibi buna da cevabım; bilmiyorum.<br /><br />Şarkı deyip geçmeyin yani. Gecenin üç buçuğunda ortaya başkalarını hiçte ilgilendirmeyecek anıları ortaya dökecek kadar etkililer. İşin kısacası bu.<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-83713696523039016332015-04-03T01:21:00.001+03:002015-04-03T01:21:31.900+03:00<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: georgia, serif; font-size: 16px; line-height: 21px; text-indent: -7px;">“</span><br />
<div style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); border: 0px; box-sizing: border-box; display: inline; font-family: inherit; font-size: inherit; font-stretch: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; font-weight: inherit; line-height: inherit; margin-bottom: 10px; outline: none 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Nicedir sevmem gece yolculuklarını. Her ne kadar kulağıma kulaklığı takıp akıp giden yolu izlesem de , yanımdakiyle konuşsam da hep tedirgin olurum. Sanki kötü bir şey olacak, bir anda bir araba ya da bir köpek karşımıza çıkacak, araba başka bir yana kayacak ya da direksiyonun kontrolünü kaybedecek.. aklıma bir anda öyle kötü şeyler doluşuyor ki elimde olmadan. Sanki gece yolculukları birilerini sevdiklerinden ayırmak için dünyaya bırakılmış gizli bombalar.. <br style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;" />Şimdi yine öyle bir yolculuktayım. Bütün ailem arabada. Babam annem kardeşim. Can diyebileceğim , vazgeçemeyeceğim herkes şu birkaç kucaklık alanda. Daha çok korkuyorum böyle olunca. Üstelik birde ona gidiyorum. En korktuğum da o. Yüzünü görmeden , sesini duymayadan ayrılacağım o şehirden biliyorum. Ama kalplerimiz yaklaşacak. Bizim bilmediğimiz bir anda kokularımızım zerreleri birbirine sarılacak. Öyle bir şans a biz ne zaman erişiriz ya da erişebilir miyiz bilmiyorum. Ama son zamanlarda korkularıma birde bu eklendi. Ya sana gelirken, asla dönemeyeceğim bir yola girersem? Bilirsin seni üzmek asla isteyeceğim bir şey değil. Ama sonsuza gitmek asla özür dileyememek demek.. omuzundan öpüp affetmeni bekleyememek.. ya da sırtımı dönüp senin kendini affettirmeni bekleyememek..</div>
<div style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); border: 0px; box-sizing: border-box; font-family: inherit; font-size: inherit; font-stretch: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; font-weight: inherit; line-height: inherit; margin-bottom: 10px; margin-top: 10px; outline: none 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Nedendir bilinmez son zamanlarda aklımda hep bunlar var. O kadar zamansız o kadar plansız bir şey ki ölüm dedikleri.. Allah biliyor gram kadar korkum yok ölümden yana. Ama babamı düşününce gözlerimden akan yaşları tutamıyorum. Ablamın boş bakan gözleri canlanıyor bir anda aklımda.. onun sessizliği. Ya dedem. Ona kim anlatabilir ki artık olmayacağımı. Anlatsalar bile kaldırır mı hasta kalbi.</div>
<div style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); border: 0px; box-sizing: border-box; font-family: inherit; font-size: inherit; font-stretch: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; font-weight: inherit; line-height: inherit; margin-bottom: 10px; outline: none 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
İşte bunları düşününce korkuyorum gitmekten. Rabbim diyorum.yapamam ben bunu onlara.</div>
<div style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); border: 0px; box-sizing: border-box; display: inline; font-family: inherit; font-size: inherit; font-stretch: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; font-weight: inherit; line-height: inherit; margin-bottom: 10px; outline: none 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Yol bitmiyor. Giderek ışıklar azalıyor. Arka fonda sürekli şarkı değişiyor. Camdan akan yağmur damlaları hızlanıyor. Karanlık çöktükçe içim bunalıyor. “Baba ” diyorum. “Ne kadar kaldı?”</div>
<span class="quote" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; -webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #343434; font-family: georgia, serif; font-size: 16px; font-stretch: inherit; line-height: 21px; margin: 0px; outline: none 0px; padding: 0px; text-indent: -7px; text-rendering: optimizelegibility; vertical-align: baseline; word-break: break-word;"></span><span style="background-color: white; color: #343434; font-family: georgia, serif; font-size: 16px; line-height: 21px; text-indent: -7px;">”</span>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-90152484988400323312015-03-11T00:58:00.002+02:002015-03-11T01:00:20.788+02:00Günler garip bir şekilde geçiyor.<br />
Daha hızlı, daha umarsız.<br />
<br />
Sanki kenara geçip oturmuşum ve bütün olan biteni uzaktan izliyorum. Arada bir deli cesareti geliyor, karmaşanın içine dalıyorum. Canım acımaya başlayınca gerisin geriye köşeme dönüyorum. Kendi hayatımda kenar süsü oldum bir bakıma.<br />
<br />
Bazen de ben hiçbir şey yapmasam da karmaşa yanı başıma oturuyor. İçimde garip hislerle ona eşlik ediyorum. Saygıda kusur etmiyorum. Elimden gelse bir fincan çay bile ikram edeceğim. Ama cesaretim ona yetmiyor. Sadece durup yanımda oluşunu izliyorum.<br />
<br />
Öyle ya, karmaşamın yanıma yaklaşması bile bir mucize. Gerçi içime batan kırıklardan olsa hep temkinliyim. Ettiği her lafta bir mana arıyorum. Acaba ne demek istiyor diye. Sonra düşünüyorum. Belki de sadece söylediklerini kast ediyordur.<br />
<br />
Garip.<br />
Ama güzel.<br />
<br />
İçimin acısı.. Elimde değil sesini duydukça yüzünü özlüyorum. O dizine yattığım , saçlarımla ilk oynadığın güne dönüyor gülüşlerim. Sanki hep orada kalmışız, ne bir adım ileri ne bir adım geri.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-85342477003199427462014-07-15T07:25:00.000+03:002014-07-15T07:25:08.988+03:00Mabel'e Mektuplar(7)<div class="post_title" style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-weight: bold; line-height: 1.3; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
<br /></div>
<div class="post_body" style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; float: left; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; outline: none 0px; overflow: visible; padding-top: 2px; width: 500px;">
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Mabel..<br style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;" />Çok uykum var. Ama uyudum mu , uyanamamaktan korkuyorum. Geçenlerde uyanıp da bir anlığına bir şeyleri hatırlayamadığım da kapıldım bu hisse. Her gün biraz daha geç uyanır oldum. <br style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;" />Bir gün uyanamadığım da ne olacak Mabel? Ayşe’ye “uyanmadı” dediklerinde ne olacak? Ne kadar yanacak canı? Geçecek mi bir gün? Adım da geçer gider mi içinden, acısı gibi? <br style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;" />Babam ne yapar Mabel. Her korktuğunda olduğu gibi bağırır mı etrafına? Babam nasıl yaşar? İçinin yangını nasıl söner?<br style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;" />Annem üzülür mü Mabel? Yoksa gözünün ucunda bile görmek istemediği lanet olası , yüzünü kör kuyular göresi kızı artık yok diye bir parça soğur mu içi? Uyanmadığım gün mü sever beni Mabel?<br style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;" />Gülay kimsesiz mi kalır? Baba evindeki odamın köşesinde şimdi durduğu gibi durur mu duvara dayalı? Yoksa bir çöp kutusunda mı kirlenir üstü başı?</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Sen ne olursun Mabel? Kırılır mısın bana? Adımı yok mu sayarsın belkide hiç paylaşmadığımız ömründen? İçin mi sızlar, gözlerinden yaş mı döker, sol yanın mı çürür bensizlikten?</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;">
Ne olur Mabel? Uyanamadığım sabah, Dünya yalnızca benim için mi durur?</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-40209804820494648502014-07-12T06:54:00.002+03:002014-07-12T06:54:48.959+03:00Bir kadın.<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Bir kadın tanıdım geçenlerde. Oturup uzun uzun konuştuk. O kadar çok şey anlattık ki birbirimize sanki bütün ömrümü onlara geçirmişim. Ama sorsanız yüzünü anlatamam size. Gözlerinin ne renk olduğunu, sürekli ısırdığı dudaklarının biçimini, sıkıldıkça oynadığı saçlarının uzunluğunu, hiç sevmediğini ellerini, durmadan kaşınan çenesini… Aklımdan bir tek onlar silinip gitmiş. Bütün anılarını bir bavula koyup verdiğinden olsa gerek hepsi benimle. </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Mesela o hep yalnız izlermiş romantik filmlerini. Denize yaklaştığı bütün anlarda da yalnız. Belki bir kaç kısa süreli davetsiz misafir. Mesela elleri klavyede ezbere kayarmış kelimeleri yaratırken. Öyle benimsemiş harfleri ucuca koyup boyundan büyük cümleler yazmayı. </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Bir keresinde çok ağlamış. Elinde bir kalem bir kağıt varmış. Gündüz vakti bile ışığın zor girdiği bir oda da, yine yapayalnızmış. Apartman boşluğundan süzülen fakir ışıkta ne yapacağına karar verememiş. O anı yazsa kağıt biter, o anı resmetse yine kağıt biter. Sadece bir kağıda mahsur kalmak ne kötü. </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Sonra durmuş. </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; outline: none 0px;">
Elindeki tek yaprak kağıdı kullanmaya bu denli çekinirken, elinde tek yapraklık ömrü har vurup harman savurmuş. </div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-29535363197283304032014-06-18T22:23:00.002+03:002014-06-18T22:23:18.981+03:00<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-8dU9WzIDzqY/U6Hm-fXOhDI/AAAAAAAAAZQ/H8UraZKMawc/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-8dU9WzIDzqY/U6Hm-fXOhDI/AAAAAAAAAZQ/H8UraZKMawc/s1600/1.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-UgXG9nsE7HY/U6Hm-Ya9SiI/AAAAAAAAAZM/yQvzS1RS6F8/s1600/2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-UgXG9nsE7HY/U6Hm-Ya9SiI/AAAAAAAAAZM/yQvzS1RS6F8/s1600/2.jpg" /></a></div>
<br />
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
O beni kaçak çayım diye severdi, ben onu Berf’im diye. Bir anda Vera’sı olmuştum onun , çünkü Nazım’ı beni sevmişti, sever gibi yapmıştı. Ama ona da aşıktı. Nazım hep kadınları öldürüyordu ama biz yaralı da olsa elinden kurtulmuştuk. O benim Piraye’m , ben onun Vera’sı. </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Oysa Vera olmaktan hep çok uzaktım..</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Yıllar önceydi ilk mektubumu aldığım gün. Aradan onca zaman geçmesine rağmen o anları daha az önce yaşamışım gibi hatırlıyorum. Lisedeydim ve geç kalmak üzereydim. Servis durmadan korna çalıyor , şoför arayıp “bak gidiyorum” diyerek beni hızlandırmaya uğraşıyordu. </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Botlarımı bile bağlamadan koşar adım aşağı inerken kapının önünde , yerde duran beyaz zarf dikkatimi çekti. Elime aldım üzerinde adım yazıyordu. Ben açamadan uzun bir korna sesi daha duyuldu. Söylene söylene bindim servise. Barbaros abi klasik nutuğunu çekerken ben zarfın üst kısmını parçalamakla meşguldüm. </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
O kadar kalın bir kağıt tomarı vardı ki zarfın içine zor sığmıştı. Günlerdir o mektubu bekliyordum , o kadar heyecanlanmıştım ki ellerim titriyordu.8-10 sayfalık mektubu hızlıca okudum. Arkadaşlarım sağ olsun adam gibi okumama bile izin vermemişlerdi “o ne, aşk mektubumu, kimden” diyerek. Mecbur çantama koydum kağıtları tekrar zarfına koyup. Gün geçmek bilmedi. Eve geldiğim de tekrar tekrar o kadar çok okudum ki kağıtlar eskidi. </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Şimdi eşyaları kolilere doldururken buldum mektup kutumu. En baştan hepsini okudum. Garip bir duygu gerçekten. Birinin senin için uğraşması, günlerce o mektubu beklemek.. Daha önce mektup yazmamış ya da almamış insanlar bu duyguyu hiçbir şeyde tadamazlar ve gerçekten çok özel bir duyguyu hayatlarının dışında bırakıyorlar.</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; outline: none 0px;">
Keşke teknoloji hiç ilerlemeseydi, anlık mesajlarla beklemenin , sabretmenin tadı yok olmasaydı. Bu kadar kolay olmasaydı sevmek. Belki o zaman daha kıymet bilirdik, daha sahici olurdu mutluluklar..</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-41631832846094680202014-06-09T07:34:00.002+03:002014-06-09T07:34:39.349+03:00time-lapse ile günaydın :)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwslaXlDdbRjaJWqvFvv-9c4uoxPSoyoS9vxh4oK8Y6pBzNUtYtBTf32iJdKqesYZ2GwjX63aXAwAquh2M51w' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div>
Bütün gece uykusuz kalıp, gün doğumlarıyla dost olunca ortaya böyle şeyler çıkabiliyor. Yeni haftanız güzel geçsin. Günaydın :)Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-4636879641838857082014-06-03T23:23:00.001+03:002014-06-03T23:23:50.888+03:00Mabel'e Mektuplar (6)Konuşasım gelmiyor.<br />
Susunca boğuluyorum.<br />
<br />
Niye böyle oluyor Mabel? Günlerce sanki hiçbir şey yokmuş gibi gülüyorum. Sonra bir sabah uyanıyorum, ölmüşüm. Bir kaç saatlik uyku da neler oluyor? Ben ki bütün dünyaya güvenip gözlerimi kapatıyorum, dünya arkamdan ne işler karıştırıyor da böyle oluyor?<br />
<br />
Sorular da bitmiyor mutsuzluklar da. Yalan söylemeyi unutmuşum, başkalarını bırak kendimi dahi kandıramıyorum. Eskiden nasıl oynuyordum mutluluk oyununu? Bütün gücümü içip bitirmişim sanki, adım atacak halim yok. Ne kaçabiliyorum ne kalabiliyorum. Öylece , dışarıdan biriymiş gibi, seyirciyim kendi hayatıma. Bir şeyler olup bitiyor. Hiçbiri benim isteğimle gerçekleşmiyor.<br />
<br />
Bir çığlık bassam da hepsi bitse. Mümkün mü? Değil tabi. Demiştim ya Mabel'imi buldum diye sana çok çok zaman önce. O zamanlar sana tekrar yazacağımı hiç düşünmemiştim. Şimdi garip geliyor, belki de iğrenç.<br />
<br />
Huzurum kaçık mabel. Kaçtığı yerden gidip getirebilir misin onu bana?<br />
<br />
Gideyim ben mabel.<br />
gelirim sonra.<br />
gelmeyebilirim de.<br />
boş ver ya.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-28842407095108805382014-06-02T17:42:00.001+03:002014-06-02T17:42:29.418+03:00Mabel'e Mektuplar (5)Orada mısın?<br />
Mabel!<br />
Duyuyor musun beni?<br />
<br />
Sesim yabancı mı geliyor mabel? Bir köşende hala hissediyor musun sana ihtiyacım olduğunda ufak sızını? Kırgınım mabel, canımın kırıkları uykularımı acıtıyor. Duysan, bilsen yine kızarsın bana, başına ne belalar aldın diye. Bilerek oldu mabel. Evet, bu sefer bile isteye acıttım kendimi. Korkuyordum ama yine de acıma ihtimalimi göz ardı ettim. Önce acısa da sonra geçer sandım. Utandığımdan olsa gerek sana tek satır bile yazmadım. Kızgın mısın mabel? Gittiğin sıcak iklimler adımı unutturdu mu sana? Haklısın.<br />
<br />
Bir türlü büyümüyor içimdeki çocuk. Bundan şikayet etmem belki haksızca, hep küçük kalsın isterdim. Ama tecrübesizliği hep beni acıtıyor mabel. Çekip alır mısın içimden onu? hayır, hayır! Alma. O benim. O Ada'nın. Ada bana çok kızar. Bir de onu alamam karşıma.<br />
<br />
Rüyalarım hiç olmadığı kadar karışık mabel. Anlam veremiyorum. Çoğunlukla uyanır uyanmaz unutuyorum. An oluyor tekrar uykuya dalmaya çalışıyorum , güzel bir rüya olduğunu ve devamının beni mutlu edeceğine inanarak. Ama onları da hatırlamıyorum.<br />
<br />
Mabel niye böyleyim? Canımı acıtmadan durabildiğim kaç gün var şu hayatta. Sana gelirken daha kaç kere kanatacağım sol yanımı. Korkuyorum sana hiçbir şey kalmayacak diye. Biliyorum yeni baştan inşa edersin sen her şeyi, yoktan var etmekte var ellerinin sihrinde ama.. Korkuyorum mabel. Hiç bitmeyecek mi bu hallerim. Atacağım her adımdan korkuyorum. Sana yazdığım her kelimeden, içimdeki o bitmek tükenmek bilmeyen sevmek ihtiyacından. Sevmemeli miyim mabel? Belki sevmektir benim dünyadaki lanetim ve sırf bu yüzdendir bu can kırıkları. Belki bile bile hataya yürüyorumdur.<br />
<br />
Geri mi dönmeliyim mabel? Hiç gitmemek üzere.<br />
<br />
Gök gürlemeye başladı, müziğin sesini açtım iyice. Az sonra yağmur başlayacak ama gök gürüldemeye devam edecek. Hem sevip hem yanmak gibi. Yağmur ıslatsın her yanı ama gök gürüldemesin.<br />
<br />
Mabel.. Bir nefeslik bile umudum kalmadı sanki.<br />
Neredesin mabel.<br />
Yakın.. Uzak.<br />
Sıcak.. Soğuk.<br />
<br />
Tekrar geleceğim mabel. Şimdilik hoşça kal.<br />
<br />
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-78469058440599324762014-05-09T06:27:00.002+03:002014-05-09T06:27:17.519+03:00Merak Ediyorum<div class="post_title" style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-weight: bold; line-height: 1.3; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
<br /></div>
<div class="post_body" style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; float: left; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; outline: none 0px; overflow: visible; padding-top: 2px; width: 500px;">
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Dünya üzerinde kaç kişi benim gibi , balkona çıkıp yağmur altında titreye titreye sigarısını içti şu anda? Kaç kişi “şimdi kapıdan başını uzatsa da <em style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;">içeri gir bu hava da dışarıda içilir mi sigara</em> diye azarlasa beni” diyerek sevdiği insanın hayalini canlandırdı gözünde ? Kaç kişi soğuktan buz tutmuş ayaklarını birbirine sürterek sigarasının son nefesini ciğerlerine çekti ? Kaç kişi gelecekteki güzel günlerin ne kadar yakında olduğu ya da gerçekten var olup olmadığını sorguladı ? </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
ve şu an kaç kişi, sarılıp sıcacık koynunda uyuduğu insanın varlığına şükredip uykusuna devam etti? </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;">
Ben uyuyayım artık. Güne yeni başlayanlar umarım mutludurlar.</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-42375862898064575202014-04-24T12:46:00.004+03:002014-04-24T12:46:43.446+03:00Pisi<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-rUohh7qvvek/U1jdQ9yJdRI/AAAAAAAAAYM/VsBxG-Qu4eE/s1600/tumblr_n4huf4Tuuj1ttopzbo1_1280.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-rUohh7qvvek/U1jdQ9yJdRI/AAAAAAAAAYM/VsBxG-Qu4eE/s1600/tumblr_n4huf4Tuuj1ttopzbo1_1280.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<br />
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
<br /></div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-e2jh6w--T9o/U1jdROrWGYI/AAAAAAAAAYQ/QkQZ3PqJSGQ/s1600/tumblr_n4huf4Tuuj1ttopzbo2_1280.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-e2jh6w--T9o/U1jdROrWGYI/AAAAAAAAAYQ/QkQZ3PqJSGQ/s1600/tumblr_n4huf4Tuuj1ttopzbo2_1280.jpg" height="240" width="320" /></a>Çok uykucuydu. Bir saate yakın oturduk yanyana. Daha doğrusu o uyudu ben oturdum. Ara sıra uyandı kıpırdandı, kucağıma çıktı. Ama uyudu hep.</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; outline: none 0px;">
Kediler rüya görür mü? Belki uyanmak istemeyeceği kadar güzel bir rüya görüyordur..</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-2257792941161007192014-03-07T02:52:00.000+02:002016-09-20T05:41:33.956+03:00ÜtopyaHerkesin gizli bir dünyası vardır bence. En yakınından bile gizlediği, içinde ne olduğunu, kim olduğunu yalnızca kendisinin bildiği bir dünya ; ütopya!<br />
<br />
Çocukluğumdan beri annemin hiç bıkmadan tekrar tekrar söylediği, bazen beni kötülemek için, bazen çevresindeki insanlara anlatacak bir şeyi olmadığı için (bunun suçlusu da benimdir belki, onun istediği gibi bir çocuk olmayıp onu hiçbir zaman gururlandıramadığımdan.. ), çoğunlukla da kendi canı yandığı için ortaya atılan , aslında kendi bencilliğimiz yüzünden kurban ettiğimiz bir cümlenin öznesi bu kelime ; ütopya.<br />
<br />
Bazen olmayacak şeyler isterdim. Tabi bana oldurulabilir gözükmüştür her şey. Sonuçta Yaradan'ın gücü , yüceliği ve mucizeviliği tartışılmaz. Ol der ve olur. Bende hep ona güvenmiştim<i>. Çok istersem olur, çünkü "O" beni seviyor. </i>Ama kaderin cilvesidir ki hiçbir zaman çok istediğim şeyler olmadı. Geçenlerde bir yerde duymuştum "İnsan hep çok istediklerinden imtihan edilir." belki benim de imtihanım <b>hep</b> istediklerimdir, kim bilir?<br />
<br />
O yüzdendir ki annem gerek işine gelmediğinden gerek az önce saydığım sebeplerden "Hayal dünyasında yaşıyorsun sen" derdi. Hep söylemek istedim ama kırılmasın, kalbi acımasın diye hiç söyleyemedim ; <i>yeterince mutlu bir ailemiz olsaydı, o dünyaya ihtiyacım olmazdı anne.</i><br />
<i><br /></i>
Çocukluğumdan beri sürekli istemediğim ortamlarda oldum. Bir uyanıyordum annem ve babamın kavgasının tam ortasındayım. Bir arkamı dönüyordum ki en sevdiğim bana ihanet etmiş. Sonra bir bakıyorum ki en güvendiğim beni bir başıma bırakıp gitmiş.<br />
<br />
Küçük bir kız çocuğu için bunlar fazla kötü şeyler değil mi? Ben böyle büyüdüm, hala da böyle büyüyorum.<br />
<br />
Hep çok sevdiğim, güvendiğim, inandığım birinin hayalini kurdum. Daha 7 yaşındaydım okula yeni başlamıştım ve bunu istiyordum. Zaman geçti biraz büyüdüm, liseye başladım. Ben hala bunu istiyordum. Yıllar yine yerinde durmadı üniversiteye hazırlanıyordum ama ben hala bunu istiyordum!<br />
<br />
Buldum..<br />
<br />
Şaşırtıcıydı ama güveniyordum, inanıyordum ve seviyordum. İşin garip yanı sanırım aynı şeyleri oda hissediyordu. Hatta sanmaktan bile öte , <b>biliyordum!</b><br />
<b><br /></b>
Yıllardır istediğiniz şeye apansız kavuşunca bir garipsiyor insan ya da sadece ben garipsemişimdir bilmiyorum ama gerçekten garipti. Ben yıllarca tek bir şey istedim ve o kanlı canlı karşımdaydı. Bunun farkına vardığımda kendimi durdurmak istedim. Gerçek olması anca bir ütopya olabilirdi. Canım yine çok yanacaktı bu aşikardı ama burdaydı<i>. Tam sol göğsümün hemen altında..</i><br />
<i><br /></i>
Ben inanmadım. Kimsenin de inanmayacağını biliyordum. Ama zaman incecik kumlar gibi ellerimden akıp gidiyordu ve hala buradaydı. Canımdan onlarca ihanet, onlarca kırgınlık geçiyordu o yaralanıyordu ama hala buradaydı. <b>Neden!</b><br />
<b><br /></b>
Gitsin istiyordum bazen. O kadar gerçekti, o kadar şefkatliydi ki. Gitmeliydi. Alışmamalıydım. Alışmak kötüydü. Ama bana sormamıştı zaman. Çabucak alıştırmıştı beni ona, onu bana. Sonu bilinmeyen bir masalın baş rollerinden biri olmuştum, hazır değildim! Ne olacaktı şimdi?<br />
<br />
Düşünmedim.<br />
<br />
Sonu kötü olabilecek bir şey istediğimde beni engellemesine "Zarar göreceksin!" diye canıma okumasına izin verdim. Çünkü daha önce kimse beni benden bu kadar korumamıştı. Canım çok yandığında , geçtiğini sandığım yaralarımı görmesine izin vermiştim. Çünkü daha önce kimse beni bu kadar sahiplenmemişti. Gözyaşlarımı ondan saklamamıştım. Çünkü daha önce kimse bir damla göz yaşım için insanlardan nefret edecek kadar beni sevmemişti. Hayallerimi sorgusuz sualsiz avuçlarına bıraktım. Çünkü daha önce kimse onları benden daha çok hak etmemişti.<br />
<br />
Güzeldi, masaldı. Belki de gerçek, kim bilir?<br />
<br />
Her masalın kötü anları olurdu ama ben onları hiç sevmezdim. Bu masalda da ne zaman kötü bir şey olsa beni onlardan, yeri geldiğinde kendinden saklamasına izin verdim. Nedense daha önce kimsenin yapmadığı bir şeyi daha yapmış ve bana zarar gelmesindense kendisi üzülmeyi tercih etmişti.<br />
<br />
O an mutlu sona inanmıştım ömrümde ilk defa. Aşk değil, büyü değil, diğer hiçbir his değil sadece inançtı benimkisi.<br />
<br />
Yine mi yalnıştı? Olmasındı.. Bu sefer yanlış olmasın!<br />
<br />
Annemin o söylediği boktan dünyam mıydı bunların hepsi. Belki de o haklıydı. Ne ben kimseyi sevebilirdim ne de kimse beni. Annesinin sevmediği birini kim sevebilir ki Allah aşkına? Çocukluğumdan beri hep bunu düşünmüşümdür. Ve bir şeyi daha..<br />
<br />
Annem beni niye sevmiyor?<br />
<br />
Son bir şey ve artık susuyorum. Yorgunum..<br />
<br />
<i><span style="background-color: #ebebeb; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;">Ben sana bakarım</span><br style="background-color: #ebebeb; box-sizing: border-box; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;" /><span style="background-color: #ebebeb; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;">Herkesten iyi bakarım </span><br style="background-color: #ebebeb; box-sizing: border-box; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;" /><span style="background-color: #ebebeb; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;">Kimseye bakmam, sana bakarım </span><br style="background-color: #ebebeb; box-sizing: border-box; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;" /><span style="background-color: #ebebeb; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;">Sana böyle , bir ben bakarım </span><br style="background-color: #ebebeb; box-sizing: border-box; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;" /><span style="background-color: #ebebeb; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;">Ben böyle bir sana bakarım </span><br style="background-color: #ebebeb; box-sizing: border-box; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;" /><span style="background-color: #ebebeb; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;">Ben sana bakarım</span><br style="background-color: #ebebeb; box-sizing: border-box; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;" /><span style="background-color: #ebebeb; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;">Sen önümüze bak, </span><br style="background-color: #ebebeb; box-sizing: border-box; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;" /><span style="background-color: #ebebeb; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 12px; line-height: 19.416000366210938px;">düşmeyelim..</span></i>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-76306015707167604392014-01-30T19:25:00.001+02:002014-01-30T19:25:42.179+02:00Önümüzdeki yıl özel okullardaki çocuklarında kitapları ücretsiz verilecekmiş.<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Merak ediyorum milyarlarca lirayı okula verebilen aile kitap parasını veremiyor mu? Onların kitaplarını ücretsiz yapacağınıza var olan devlet okullarının şartlarını geliştirseniz? Kıçı dona dona okuyan, titremekten dersi dinleyemeyen çocukların sınıflarına en azından ısıtıcı koysanız? Hala okullarında kütüphane olmayan çocuklar var. Bu okullara kütüphane yapsanız? Ekonomik şartlar yüzünden, yol olmayışından, ayağındaki yazlık babetle boyu kadar kar içinde yürüyen çocuklara servis imkanı sağlasanız? </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Olmaz mı?</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Emin olun özel okulda okuyan çocuklar kitaplarını alabiliyorlar. Emin olun kütüphanelerindeki kitapları bir kez açıp okumayanlar çoğunlukta. Emin olun dersi üşüdükleri için değil daha yeni çıkmış ekstra lüks telefonlarından sosyal ağlara bağlandıkları için dinlemiyorlar. Emin olun yüzlerce lira verip aldıkları ayakkabılarına bir kar tanesi bulaşsa, babaları gidip daha pahalısını daha sıcak tutanı alıyor.</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.600000381469727px; outline: none 0px;">
Artık zengin yalakçılarını düşünmeyi bırak Ey Devlet. Sen sana ihtiyacı olan halkınla ilgilen! Seni ayakta tutacak olan onlar.</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-18141383403667821882013-11-09T02:00:00.002+02:002016-09-20T05:41:47.424+03:00<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Ben şiir okuyamazmışım.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Öyle diyorlar , tuturamazmışım kafiyesini.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Sesim uymazmış bir kere dizelere.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Çok tiz-miş!</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Hah. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Bende şarkı söylerim bağıra çağıra.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">En olmadı mızmızlanırım çığırtkan bir velet gibi.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">İyi de bana hiç şiir okuyan olmadı ki.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Nereden bilebilirim nasıl şiir okunacağını?</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Şiir işte. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Hissedersin, okursun.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Kalpten gelirdi hani bu türlü şeyler?</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Kalbimin sesi tiz ise ne yapalım.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Susalım mı ömür boyu? </span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Olur mu öyle şey hiç!</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Konuşmalı, şakımalı kuş gibi.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: "georgia" , serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Hayat böyle güzel.</span>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-80508320945100053942013-09-26T12:40:00.002+03:002016-09-20T05:41:55.087+03:00Nasıldır yeni hayatlar?<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Hep merak etmişimdir ; bir sabah uyanırsın, yabancı yatak, yabancı insanlar, yabancı bir şehir. Senin olan tek şeyin sen olduğu bir sabah işte. Nasıldır acaba?</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
<b style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;">Güzelmiş.</b></div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
<b style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;"><br style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;" /></b>Bunu tereddütsüz söyleyebilirim. Fabrika ayarlarına dönmüş bir telefon sahibinin kararsızlığını yaşıyorsunuz ya da yepyeni defter almış bir ilkokul çocuğunun “acaba ilk sayfaya adımı mı yazsam yoksa renkli kalemlerle çiçek böcek mi yapsam” tereddütünü.</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
İlk sayfa önemli çünkü. Güzel başlamak lazım yeni şeylere. <b style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;">Kahve yaptım ben.</b>Sonra sandalyemi balkona çıkardım. O kadardı ilk sayfam, buncacık şeyle doldurmuştum ama biliyorum sonraları hatırladığımda o kahvenin muhteşem tadını özleyeceğim güzellikteydi o anlar. Bir saate yakın oturdum orada. Uzattım bacaklarımı korkuluklara. Deniz kokuyordu günaydınım. En fazla 200-300 metre ötemdeydi o <b style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;">mavi koku.</b> İnsana dair bir şey yoktu çevremde, tektim. Kuşlar vardı uzaklarda bir ağacın dalında. Evin hemen önündeki caddeden geçen tek tük arabalar, onların sesleri. Aklımda hiçbir şey yoktu ve bunun dayanılmaz hafifliği vardı üzerimde. Hep düşünürüm ben <b style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;">nasıl daha güzel olur</b> diye. Ama o anlarda zirvedeydim. Daha güzeli olamazdı bu sabah için. Yalnız uyanmam gerekiyordu, uykusuz gözlerime rağmen gülümseyecek kadar temiz hissetmem gerekiyordu ve hissediyordum.Önümdeki günlerin<b style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;"> zor olacağını bile bile gülümsüyordum ve bundan pişman değilim. </b></div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin-bottom: 10px; outline: none 0px;">
Küçük bir kıza sözüm var ; <b style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); box-sizing: border-box; outline: none 0px;">Ada</b>'ya. Hiç durmayacağım dedim. Öyle hızlı koşacağım ki, çabucak sana geleceğim. Ben bu sabah koşmaya başladım ve sözümü tutana kadar durmayacağım. </div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(0, 0, 0, 0); background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: 'Helvetica Neue', HelveticaNeue, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; outline: none 0px;">
Yeni hayatınıza hoş geldiniz sevgili ben ve bavuluma dahil ettiğim birkaç parça mutluluk..</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-54079298930018121422013-08-31T18:00:00.001+03:002013-08-31T18:00:39.874+03:00<span style="background-color: white; color: #343434; font-family: georgia, serif; font-size: 16px; line-height: 21px;">Çok değil sadece beş altı yıl sonra bir ailem olacak. Küçük, bana özel, bana ait. Güzel bir aile. Gerçek bir aile. Akşamları aynı yemek masasında birbirine gülümseyen anne baba ve çocuk olan. Kavga edilmeyen küçük bir ev. Birbirine katlanmak zorunda olduğu için değil de sevdiği için aynı yatakta yatan kadın ve erkek. Gülümseyen bir ailem olacak. Çocuklarım evden uzak olmak için il dışında üniversite kazanmaya çalışmayacak. Eşimle gece olduğunda aynı yatakta olduğuma mutlu olacağım, aynı onun gibi. Sevişmelerimiz formaliteden değil aşktan, istekten olacak. Benim çocuklarım benim yaşadığım hiçbir mutsuzluğu yaşamayacak , ebeveynlerinden nefret etmeyecek. Onlar yatağa gittiklerinde ağlamayacak. Sabah uyandıklarında kötü hissetmeyecekler. Yakın arkadaşlarının o muhteşem ailelerini kıskanmayacaklar. Neden benim mutlu huzurlu bir ailem yok diye üzülmeyecekler. Ve ben asla ailemin mutluluğunu başkalarının bozmasına izin vermeyeceğim. Belki para içinde yüzmeyeceğim, son model arabam, ultra lüks bir evim , her yaz gittiğim yurt dışı tatillerim olmayacak ama sıcak bir yuvam, taptığım bir eşim ve hiçbir şeye değişmeyeceğim çocuklarım olacak. Ve bu her şeye değer.</span>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6518980157537362068.post-8272365176487899662013-08-31T17:58:00.003+03:002016-09-20T05:42:03.873+03:00<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: "helvetica neue" , "helveticaneue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;">Uykunda öptüm ben seni.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: "helvetica neue" , "helveticaneue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;">Saçların dağılmış, yanakların sıcakken ve aralamışken dudaklarını. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: "helvetica neue" , "helveticaneue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;">Kalbine ruhundan dokundum ben. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: "helvetica neue" , "helveticaneue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;">Parmak uçlarım sızlayana kadar yürüdüm sana.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: "helvetica neue" , "helveticaneue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;">Ve bir kadehin son yudumunu dudaklarından çalarken aşık oldum.</span>Unknownnoreply@blogger.com0