25 Temmuz 2011 Pazartesi

Yağmur Adam


Güneşe inat yağan yağmurun başka bir adıydı belki de o..Her gelişi başka bir gidişti,yere düşen iri damlaları gözyaşıydı aslında..Sessizliği bir hediyeydi belki..Hep usulca mırıldanılan gri şarkılardandı..

 Karanlıktaki ufacık bir ışığı andırıyordu gözleri..Bazen titrek bir mum alevi , bazen göz kamaştıran ateş parçası..Kapalı kapıların ardına gizlenmiş bir bedendi ruhu..

 Bazı zamanlar tutamazdı içinde koşup duran rüzgar yeleli hayalleri..Her biri elinden kaçar , usulca kelimelere dökülürdü..Gizli gizli yer alırdı sayfalarda..Her biri apaçık ama sislerin ardına saklıydı..Kimse bunu fark etmezdi belki..Oda umursamazdı gerçi..Rüzgarla savrulup giden damlaları nasılsa yolunu bulurdu..Hiç şüphesi yoktu ki bir gün oda bulacaktı yolunu..Sadece zamanını bekliyordu..Yağmur adamdı o..Yedi renk diyarı gezer,gök kuşağını n üzerinde kayardı fütursuzca..

 Yadırgayan bakışları aldırmazdı..Bazen susar bazen konuşur bazen sadece bakardı..Ama gökyüzünü andıran bakışları öyle çok şey söylerdi ki insan konuşmaya utanırdı onun yanında..

 Susmaktı aslında onun kelimeleri..O zaman yağardı en çok..Dolu gibi,iri tanelerle yağardı..Susmak hep felaketti..Ama ona mucizeydi sanki..Susar ve sustuğunda sessizliğinden yeniden doğardı...

 Deniz kenarında içilen bir kadeh aşkın içine düşerdi bazen damlaları..Ama usulca yağardı aşka..İnce ince..Bahar gibi..Sıcacık..Gelişi tomurcuklanan ağaçların kokusu gibiydi..Taptaze..Yenilenmiş.Uzun süredir gördüğü düşlerden kalkışının mahmurluğuyla bakar gözleri..

Gidişi de gelişi kadar mükemmeldi…Tazeliğinin aksine sonbaharın ayaklar altında ezilen kuru yaprakları gibiydi..Yağmur adamdı o..Korkardı kendinden..En çok kendinden korkardı belki..Yapabileceklerini bildiğinden olsa gerek..

 Gidişi karlı bir kış sabahı gibi soğuk olurdu.İstanbul üşürdü o vakit..Bilen bilmeyen,gören görmeyen iliklerine kadar donardı. Galata’da kuşlar uçmaz olur, Ortaköy’ün sahili susar, dalgalar lal olurdu. Ta kii o dönene kadar..

 Zamanı durdurur öyle giderdi sanki.Gri,suratsız bulutlar bırakırdı ardında..Sandallar kendilerini avutmak istercesine bir  sağa bir sola salınır durur,rüzgarın anlattığı masalı dinlerdi..Masal hep mutsuz sonla biter, yağmur adam sessiz sedasız ağlardı..

2 yorum:

yağmur adam dedi ki...

yağmur adam. :) yağmur adam ağlamazdı. yalnızca eşlik etmeyi bilirdi dünyanın bilmem neresinde toprağa düşen su damlacıklarına. yağmur adam gitmezdi. gitmedi. hiç gelemedi çünkü. o yoktu. bir varmış bir yokmuşlarla süsledi hayallerini. bir yağmur, bir istanbul birde elinde bitiremediği bira şişesi.

Unknown dedi ki...

gitmeyen biri dön nasıl denir ki ?