24 Ağustos 2011 Çarşamba

Sevişmek Sev-mekten gelirde...

Şebnem Ferah'ın şarkısının bir kısmında "Sevişmek sevmekten gelir" diyor..Doğru değil mi ?Sevişmek sevmekten gelmeli..


Ama şimdilerde bu pek böyle değil sanki ?


Her sevmek sevişmek oluyor artık..Görüyor beğeniyor..Hah tamam ! Yeterli bu kadarı tenin tene değmesine..Ama yetmez kardeşim ! Yetmez ! Bir yerlerinizi yırtsanız de yetmek..


Bu kadar ucuz değil sevmek denilen eylem..Ruh işidir bu yahu..Ruh ruha değmeden ten tene değmiş ne fark eder ki ? 


Tabi kişiden kişiye değişir bu..Benim düşüncem banadır..Ama anlamaya da çalışıyorum diğerlerini..Bir konuşmada sevmişti.."Sevmeden sevişmek neye yarar" demiştim arkadaşıma.".Zevk" demişti arkadaşım.."Sadece zevk.."


Peki sevmekten türeyen bir eylem ne zaman bu kadar dibe vurdu ki..Tamam fiziksel bir ihtiyaçtır vs. orası çok ayrı bir konu..Ama çorap değiştirir gibi ten değiştirmek nedendir ki ?


Onu geçtim..Artık şu sevişmek denen şey aşkta bir ölçüt oldu..


"Sevişelim mi ? "


"Hayır .. Olmaz.."


"Sen beni sevmiyorsun ! Ayrılalım..Bitsin..vs.."


Defalarca geldi başıma bu  konuşma..Ve bir çok arkadaşım da yaşadı..Başlarda erkek derdi "sevmiyorsun" diye..Şimdi hemcinslerim diyor bunu..


Yahu aşkı bu kadar ucuzlaştırmayın..Aşktan tiksindirmeyin insanı..


Sevin öyle sevişin..ki sevmenin değeri olsun..Yok kardeşim bana ne diyorsanız da sevmek demeyin şuna..Seni seviyorum yerine tenini seviyorum deyin..


Aşka yalan karıştırmayın..



12 Ağustos 2011 Cuma

Sende cani olacaksan,büyüme çocuk !

Nasılsınız bayanlar,baylar ?

Ben çok iyiyim vallahi. Gerçi biraz stresliyim. Ama bu stres maalesef ki bütün sene benimle olacak. Yani blog milleti, bu sene bol bol benden sitem, bıkkınlık dolu yazılar okuyacaksınız. Başınızı epey ağrıtacağım sanırım..

Şu günlerde soğuktan dert yanıyorum. Evet doğru okudunuz soğuk ! İstanbul'da hava berbat. Özellikle akşam vakti buz gibi oluyor hava. Ağustos ayında yün hırka giydim siz düşünün. Tabi bunda benim fazla üşüyen bir insan olmamın da etkisi var. Ama azıcık..

Bugün facebook'ta gezinirken bir paylaşım gördüm. Gördüğüm andan beri de düşünüyorum açıkcası. İnsan nasıl çıkarları için ufacık çocukların ölmesine izin veriyor ? Gerçi o kişilere insan demek bütün dünya'ya haksızlık olur. Onlar insanlık dışı varlıklar. Resmi görün, öyle devam edeyim yazmaya...


Şimdi diyeceksiniz "adı üstünde onlar terörist.. Ne bekliyorsun ? İyilik meleğimi olsun ?" diye. Ama onlarda masum insanlar olarak doğmadı mı ? Onlarında taptıkları bir anneleri yok mu ? Olmalı yahu ! Mutlaka olmalı. Bir zamanlar onlarda ufacık çocuklardı. Bir zamanlar onlarda bütün dertlerini ağlayarak anlatan bebeklerdi. Şimdi nasıl oluyor da o masum bebekler sırf kendi çıkarları uğruna gözlerini kırpmadan öldürüyorlar birilerini..

Aklım almıyor..Anlamıyorum. Yazık yahu. Ellerine taşları tuşuşturup "Bunları polise,askere atacaksın" diyerek sokağa salınan ufacık çocuklara yazık !

Onların eli taş mı tutmalı ? O taşların yerinde sarı saçlı bebekler,oyuncak arabalar olması gerekmiyor mu ? Neyin çabasıdır bu. ? Üç karış toprağın mı ? Neyin düşmanlığıdır bu !?Asırlardır aynı topraklarda yaşayıp, aynı ekinin mahsulünü yiyen insansınız siz ! Resmen kardeş kardeşe düşman. Bu düşmanlık, bu öfke artık o kadar saçmalaşmaya başladı ki..

Yahu bu kadar acımasız nasıl oluyorsunuz ! Gözünüz  nasıl bu kadar kör oluyor.? Dağa çıkıp yaşadığın toprağı, milleti, ananı-babanı , kardeşini koruyan askeri, polisi öldürmek nasıl bir şeydir ? Her gün başka bir şehit veriliyor. Her gün başka bir annenin yüreğine düşünüyor o ateşler..

"Allah birdir , imanımız sonsuzdur "derken bu yaptıklarınız mantıklı mı ? Madem ki inancınız çok kuvvetli o zaman gözünü kırpmadan nasıl öldürüyorsunuz insanları ? 

Yapmayın yahu..

Ben belki de Dünya bebekleri en çok seven insanım. Gerçekten tapıyorum her birine. Masumiyetleri o kadar mükemmel ki. O parlak gözlerindeki neşe,mutluluk o kadar sahici ki. Nasıl tapmaz insan ? Sokakta gördüğüm bebeklerin, çocukların büyük bir kısmını öperim, saçını okşarım ya da ne biliyim oturur onunla parkta oyun oynarım..

Hayatımda bebeklerden daha mükemmel bir varlık görmedim ben. Annemin deyimiyle "koca kazık" olmuş, onca yıl okumuş görmüş, her bir haltı yapmayı öğrenmiş insan ömrü boyunca öğrendikleriyle, edindiği tecrübeyle bir insanı mutlu edemezken; o ufacık yüreklere sahip, herşeyden habersiz, nefreti  bilmeyen en büyük kızgınlığı elinden çikolatasını, şekeri alan insana olan, ama o nefreti de ufacık bir ilgiyle unutabilen o masum melekler sadece bir anlık tebessümleriyle ya da o şaşkın bakışlarıyla insanı mutluluktan çıldırtabiliyor..

Var mı daha mükemmeli şu dünya da ? Varsa söyleyin bileyim..

Her şeye katlanırım. Acıya, saygısızlığa, ihanete, nefrete, açlığa susuzluğa. Aklınıza ne gelirse. 
Ama ufacık bedenlerin bir hiç uğruna, saçma sapan çıkarlar için öldürülmesine, savaş makinesi olarak çocukluklarından beri nefretle yetiştirilmesine göz yumamam. Katlanamam..

Şimdi gördüğüm her bebeğe, her çocuğa şunu diyorum içimden..

"Sende cani olacaksan, büyüme çocuk ! Hem böyle kal.."

11 Ağustos 2011 Perşembe

Kadın & Adam !

Kadın dedi: varlığına alışmak istemiyorum..

Adam cevap verdi: neden?

Kadın: eğer alışırsam, ihtiyacım olupda seni yanımda bulamadığım da çaresiz bir şekilde ortada kalırım..

Adam: gideceğimi nereden biliyorsun ?

Kadın sustu ve içten bir gülümseme yerleşti ince dudaklarına.. Yere indirdiği gözlerini kaldırıp adamın gece gibi kopkoyu gözlerine dikti..Daha geldiği gün biliyordu gideceğini..Sadece ne zaman olduğunu kestiremiyordu..Ama kadın her geçen gün biraz daha seviyordu Adam'ı..Göğsünün sıcağına,her gece üzerinde uyuduğu kalbinin sesine alışıyordu..
Aşık oluyordu kadın..Ve biliyordu..Adam bir gün gidecekti..

Kadın: gideceksin...

Güçsüzdü kadının bakışları...Çaresiz..Halsiz... Belki birazcık umut dolu..Hani olur da gitmez..Olur da oda benim gibi sever diye..Ama adam bunu fark etmemişti bile.. Aslında kadın o anda gitme demek istiyordu..."Gitme ! Sana aşığım.." Ama demeyecekti..Bir kere korkmuştu..Ve daha çok emin değildi adamın cevabından.. Çünkü biliyordu.. Belki de aşık,zavallı kalbi hissediyordu..Adam gidecekti..

Yine de sormadan edemedi..Bir umuttu işte aşk..Gri,ıslak bulutların ardına saklanmış ufacık bir umut..

"Gidecek misin ..?"

Cevap vermedi Adam..Sustu..

Söylesene Adam !!!
Gidecek misin !

Hani bir gülüş..bir bakış..

İnsan sevdiklerini yanında ister ya..


Hani başını omunuza yaslayabilmek.. Orada saatlerce kalıp sessizce ağlamak.. Birlikte sessizliği paylaşmak.. Hiç bir şey söylemese de kalbinden geçen teselli sözcüklerini hissetmek.. Tek bir sarılış dünyaya bedel olur ya.. Yanından hiç ayrılmak istemezsin hani..
Kalbindeki acı sadece onun yanında geçecek gibidir.. Sadece o anlayabilir içinden geçenleri ve sadece o dindirebilir acını.. Yaralarını sadece o sarabilir.. O.. Sadece o..


Başını kaldırıp bakarsın gözlerine.. Sonsuz bir güven vardır.. Ve zaten her şeyde o güvende başlayıp orada bitmiştir ya...?

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Ramazan Hoşgeldin !!! Aa elin boş mu geldin yoksa ?

Sonunda beklenen baş tacı,on bir ayın sultanı,en kıymetli misafir geldi !

Sizi bilmem ama ben ramazana bayılırım..Sonundaki bayramdan mıdır o bayramda ananemin elinden yediğim sütlaçtan mıdır bilinmez..(Sütlaç bana özeldir..Başkaları baklava yer ben sütlaç !)

Ramazanın gelişinin ilk belirtisi akşam üstü hafiften ortalığa  yayılmaya başlayan pide kokusudur bence..Mis gibi !
Evimin hemen karşı çaprazındaki Fırının ekmek çıkardığı saatlerde havaya karışan o is kokusu beni normalde delirtirken bu gün gülümsetti..Koku burnuma geldiğinde gülümsüyordum..

"Ramazan geldi.."

dedim..Gerçekten de geldi Ramazan..

İkinci belirti çocuklardır..Hepsinde hafiften bir durulma görülür..Sürekli çığlık atan,sokak sokak koşan çocuklar yavaştan uslanmaya başlar..Bir çoğu daha manasını kavrayamasa da "büyüdüm ben !" diyerek oruç tutmaktadır çünkü..

"Abla/Abi olmuşum ben..Annem dedi..Oruç tutucam,dua edicem.."
"Ne duası ediceksin ?"
"Daha çok çikolatam olsun.."

Çocuk işte..Beni gülümseten çocuk..

Diğer bir belirti ezan vakti yaklaştıkça sokakta yankılanan çatal bıçak sesleri..Pencerelerden dışarı sızan iştah açıcı kokular..Sokağa saçılan,kimden olduğunu belli olmayan sesler..

"Aysel ! Top patladı patlayacak sen hala bilgisayar başındasın..Face book ile mi açacaksın orucunu !"
"Of anne..Tamam geldim.."
-
"Eyvah tuttu pilavın dibi !"
"Yok yok bir şey olmamış yenge..Azıcık kızarmış dibi o kadar.."
-
"Hanım hazır değil mi hala sofra ? Ahmetler nerede kaldı ?"
"Hazır hazır..Onlarda gelir birazdan.."


Davulcuları unutmayalım tabi ki !
Ah ne çektirir sahur vakti o davulcular..Taa iki sokak öteden duyulur sesleri..Binbir çeşit mani okurlar..Bütün ışıklar teker tekrer yanana kadar beklerler..Fazlasıyla derin olan uykumu annem bile dağıtamazken onların davula tek vuruşu yetiyor..Umarım bu sene daha insaflı bir davulcu amca denk gelir..Yoksa paraya kıyıp bende bateri alacağım..Koyacağım bir kasalı kamyonun arkasına gecenin üçünde beşinde çalacağım en ağır parçaları..
Gerçi haklarını yemeyelim..İyi ki varlar..Çok seviyorum onları =)

Ama en güzel belirti de ezan sesidir bence..Bir tek bana mı öyle geliyor bilmem ama mübarek Ramazan ayında sanki daha bir içten okunur ezan..Daha bir büyüleyici olur..Günü doğururken bir ayrı yankılanır gök yüzünde..O iç titreten sesle,daha bir ayrı uçuşur Sultanahmet'te kuşlar..Gün batarken bulutlar daha bir yakışır gökyüzüne..Ne bileyim işte..O ezan sesi daha da derinden etkiler insanı..Ya da bana öyle geliyor..

Neyse çok uzatıp,başınızı şişirmeyeyim gece gece..
Hep birlikte ramazana hoş geldin diyelim istedim..
Hepimize hayırlı olsun Ramazan..
Bir ay boyunca ettiğiniz tüm dualar kabul olsun..

Hoş geldin Ramazan !
Elin boş gelmedin inşallah..
Umarım hepimize umut,mutluluk ve biraz da olsa kötülükleri yok edebileceğimiz fırsatlar getirmişsindir..

Cimcime'den ufak bir not !
Sürekli ibadet eden,İslam'ın bütün şartlarını yerine getiren biri değilim..
Eğer kulların bir derecesi varsa "Vasat" derecedeyimdir her halde..
Ama bir şeyi çok iyi biliyorum ki Yüce Allah hiç bir kulunun duasını geri çevirmezmiş..
Belki istediğimiz o anda olmaz ya da hiç olmaz..
Ama emin olun eğer olmuyorsa o bizim için hayırlı değildir..
Hayırlı olsa Allah zaten esirgemezdi..
Sizden ufacık bir isteğim var..
Dualarınıza kimsesizler içinde yer ayırın lütfen..
Onlara kimseler dileyin..
Belki size önemli gözükmez ama onlar için gerçekten önemli..
Ve her zaman yapmasanız da hiç değilse Ramazan boyunca sevdiklerinizi kırmayın..
Sadece sevdiklerinizi de değil..
Sevmediklerinizi,tanımadıklarınızı da kırmayın..
Hatta mümkünse gördüğünüz her insana gülümseyin..
Çünkü gülümsemek çok önemlidir..
Siz fark etmeseniz de bir insanın hayatında çok önemli değişiklikler yaratabilir..

Hepinize hayırlı,huzurlu ramazanlar =)))