26 Eylül 2013 Perşembe

Nasıldır yeni hayatlar?

Hep merak etmişimdir ; bir sabah uyanırsın, yabancı yatak, yabancı insanlar, yabancı bir şehir. Senin olan tek şeyin sen olduğu bir sabah işte. Nasıldır acaba?
Güzelmiş.

Bunu tereddütsüz söyleyebilirim. Fabrika ayarlarına dönmüş bir telefon sahibinin kararsızlığını yaşıyorsunuz ya da yepyeni defter almış bir ilkokul çocuğunun “acaba ilk sayfaya adımı mı yazsam yoksa renkli kalemlerle çiçek böcek mi yapsam” tereddütünü.
İlk sayfa önemli çünkü. Güzel başlamak lazım yeni şeylere. Kahve yaptım ben.Sonra sandalyemi balkona çıkardım. O kadardı ilk sayfam, buncacık şeyle doldurmuştum ama biliyorum sonraları hatırladığımda o kahvenin muhteşem tadını özleyeceğim güzellikteydi o anlar. Bir saate yakın oturdum orada. Uzattım bacaklarımı korkuluklara. Deniz kokuyordu günaydınım. En fazla 200-300 metre ötemdeydi o mavi koku. İnsana dair bir şey yoktu çevremde, tektim. Kuşlar vardı uzaklarda bir ağacın dalında. Evin hemen önündeki caddeden geçen tek tük arabalar, onların sesleri. Aklımda hiçbir şey yoktu ve bunun dayanılmaz hafifliği vardı üzerimde. Hep düşünürüm ben nasıl daha güzel olur diye. Ama o anlarda zirvedeydim. Daha güzeli olamazdı bu sabah için. Yalnız uyanmam gerekiyordu, uykusuz gözlerime rağmen gülümseyecek kadar temiz hissetmem gerekiyordu ve hissediyordum.Önümdeki günlerin zor olacağını bile bile gülümsüyordum ve bundan pişman değilim. 
Küçük bir kıza sözüm var ; Ada'ya. Hiç durmayacağım dedim. Öyle hızlı koşacağım ki, çabucak sana geleceğim. Ben bu sabah koşmaya başladım ve sözümü tutana kadar durmayacağım. 
Yeni hayatınıza hoş geldiniz sevgili ben ve bavuluma dahil ettiğim birkaç parça mutluluk..