26 Aralık 2011 Pazartesi

Yeni başlangıçlar

Yeni yıl geliyor.. Çok az bir zaman kaldı ..

Ben yeni yılın gelişlerini çok severim.. Her yer süslenir , caddeler her daim aydınlıktır , başınızı nereye çevirseniz mutlu olabileceğiniz şeyler görürsünüz.. Özellikle de İstanbul'da.. Kimileri için kutsal bir gün.. Bazıları deliye her gün bayram hesabı eğlence peşinde.. Umut peşinde koşup, yeni bir başlangıç yapmak isteyenler de var elbette..

Onlardan biri de benim.. Ağustos sonundan beri hayatımda çoğu şey alt üst oldu.. Eylül başındayken depresyona girdim.. Hayatımda boşa harcadığım iki ay beni fazlasıyla yordu -ki hala yorgunum- Bu yorulma benim için fazla zamansızdı çünkü geleceğimin temelini attığım bir zaman dilimindeyim.. Şu anda vereceğim saçma bir karar ömür boyu beni peşinden sürükleyebilir.. Bunu fark edeli çok oluyor.. Hatta ilk günlerde fark etmiştim bunu.. Ama pek umursamadım sanırım.. Çünkü o günlerde çoğunuzun bildiği gibi bay gizeme kaptırmış gidiyordum.. Bayan kontrol beni uyarsa da pek dinlemedim.. Söyledim mi hatırlamıyorum ama o bay gizemi hiç sevmedi.. Hatta bu yüzden kavga bile ettim onunla.. "Aşık" olduğum adamı sevmeliydi.. Çünkü benim en yakınımdı.. Ama sevmedi işte..

Kısaca anlatmak gerekirse ben onu bir kez daha terk etmekle yanlış bir şey yaptığımı düşünüp mesaj attım kendisine.. Numarasını bulmak ise epey zor oldu.. İki gün konuştuk.. İlk gün beni hala seviyordu.. İkinci günün akşamında eski sevgilisine döndüğünü söyledi.. Kızdım.. Çünkü ona ilk mesaj attığım gece "seninleyken kendimi güvende hissediyorum" dedim.. Ayrı yataklarda birlikte uyuduk.. Eskisi gibi.. Ertesi gece ise gece ise başkasına ait olduğunu söyledi.. Kızmamak elde mi ? Başkasına aitsen nasıl beni sarıp sarmalaya bilirsin ki kalbinle ? Yalandı bu.. Yalan söylemişti.. Birkez daha.. Her neyse.. O geceden sonra bir daha konuşmadım.. İşin garip yanı tahmin ettiğim gibi bir yıkımda olmadı.. Aksine ertesi gün aradaki iki gün yaşanmamış gibiydi.. Ben yoluma devam ettim.. Onu ise bilmem..


İnsanlara pek güvenemiyorum ben.. Daha çok güveniyor rolü yapıyorum.. Anca böyle çıkıyor gerçek renkleri ortaya.. Güvenemediğim içinde huzursuzum.. Huzursuz olmak beni sinirli yapıyor.. Hele ki günün içindeki yoğunluğumun üzerine bu sinir eklenince daha bir çekilmez oluyorum.. Biraz da suratsız sanırım.. Her halim çekilir benim ama depresif mutsuz hallerimde yanımda olan insanlara ciddi olarak acıyorum.. Yazık yahu..

Ama son bir aydır büyük gelişme kaydettim.. İnsanlara daha rahat gülümsüyorum.. Aramızdaki görünmez duvarı hissedemiyorlar.. Ben yeni bir başlangıç yapmaya karar verdiğimden beri daha mutluyum.. Ben mutlu olunca haliyle etrafımdakilerde mutlu oluyor..

Yeni başlangıçlara karar vereli bir aydan biraz fazla oldu sanırım.. Bir çift göz gördüm.. O gün gülümsemeye değer bir şeylerin hala var olduğunu farkına varmadan kabul ettim.. Saçma bir olayın ortasında iki kişiydik.. Baş kahraman bizlerden çok uzaktı..

Biz yan rolde bile değildik aslında.. Birer figürandık.. İki arkadaşımın arasını yapıyordum.. Ama erkek olana bir şey söylemem gerekiyordu kız ile ilgili.. Kararsızdım.. Söylesem bir türlü söylemesem bin türlü.. Yanında bir arkadaşı vardı.. Benden fazlasıyla uzundu.. Heyecanlıydım.. Çocuğu kolundan tuttuğum gibi arkadaşımdan uzaklaştırdım.. Kız bizi dersanenin en üst katında bekliyordu.. Acele etmeliydim..

O da anlamamıştı ne olduğunu.. Kolundan tutup öyle bir sürüklemiştim ki.. Neye uğradığını şaşırmıştı.. Ne kadar uzun olduğunu başını fazlaca kaldırıp yüzüne baktığımda fark etmiştim.. Keşke bakmasaymışım çünkü gözlerini gördüğümde biraz şapşal bir hale büründüm.. Bir kaç saniyede olsa konuşamadım kaldım.. Kendimi az da olsa toplayıp sorunu anlattım.. Gülüşerek karar verdik.. Ne yalan söyleyeyim uzun süre gözleri aklımdaydı..

Rastlantı herhalde o günden beri daha mutluyum.. Gözlerini unutmuş gibiydim.. Daha az geliyordu aklıma.. Bizim dersaneye kayıt olduğunu öğrendim.. Karşısına çıkmak için bir iki gün uğraştım.. Sonra ne oldu anlasam da uğraşmadım daha fazla.. Bir gün dersanenin kantininde gördüm onu.. Terasta durmuş İstanbul'u izliyordu.. İçeri kaçtım nedense.. Sonra o da içeri girdi.. Yanımdan geçiyordu.. Durdu.. Gülümsedi.. Konuştuk..
O günün akşamında dersaneden çıkacaktım.. Yanımdaydı.. Başka bir arkadaşımda bizimleydi.. Kız arkadaşıma ben gidiyim artık dedim.. Derslerim bitmişti.. Bir anda "gitme!" dedi.. Sonra gülümsedi.. "Ders çalış yukarıda" diye devam etti cümlesine..Gülümsedim ona.. Kaldım..Gitmedim.. O günden beri gözlerini görmeden yapamıyorum işte..

Fırsat bulduğum her an karşısına çıkıyorum.. Bir şekilde karşılaşıyoruz zaten.. Son günlerde ise nedensiz birlikteyiz.. Bir hafta önce "Tarih dersine girmem lazım.. Bizim derse kaçırdım.. Sizinki hangi gün?" diye sordum.. "Ben çalıştırayım" dedi.. Güzel bir bahane oldu sanki.. Her gün birlikteyiz şimdi.. Dersane çıkışlarında  birlikte gidiyoruz.. Hoşuma gidiyor onunla olmak.. Gözlerine, gülüşüne biraz bağımlı oldum sanırım.. Ama biraz.. İki gündür göremedim.. Özledim gibi.. Yarın yine birlikteyiz..

Sonu güzel olsun istiyorum bu işin.. Çünkü biz birlikte gülebiliyoruz..

Yeni başlangıçlar güzeldir.. Bir hafta sonra bugün yepyeni bir yıla başlayacağız.. Hep birlikte yeni umutlar ediniriz umarım.. Yepyeni mutluluklarımız, heyecanlarımız olur.. Gözyaşı uzak dursun bu sene hepimizden .. Sağlık çok önemli. .Aldığımız her nefesin aslında Yaratandan ödünç aldığımızı unutmayalım.. İnsanları kırmanın, başkalarını ezerek yükseklere çıkmanın geçici olduğunu , asıl başarının tırnaklarımızla kazıyarak,çırpınarak edindiklerimiz olduğunu unutmayalım.. Ve son olarak.. Gülümseyin.. En güzeli bu çünkü.. Siz gülümsediğiniz de başkaları gülümser.. Onlar gülümseyince onların sevdikleri gülümser.. Tanımadığınız insanlara da gülümseyin.. Onlarda hak ediyor mutlu olmayı..

Gülümsemek bulaşıcıdır.. Yeni başlangıçlar edinirken aklınızın bir köşesinde hep bu olsun lütfen...

Şimdiden hepinize mutlu yıllar
Tanıdık ve tanımadık arkadaşlarım..

Gecenin şarkısı 2

Uykusuz..

Yorgunluktan sürekli kapanmaya meyilli gözlere sahibim bir kaç gündür.. Üstelik bir de utanmadan mikrop kapıyorlar.. Yetmemiş gibi ecza depoları fazla dolduğundan bütün ilaçları benim midemde saklamak gibi saçma bir uygulamaya başladı sağlık bakanlığı ! İsyanım var yine.. İsyan !

Geçen hafta bu gün yatağa düştüm.. Anca şimdi kalkabiliyorum doğru dürüst.. Malumunuz bir haftadır İstanbul pek bir dengesiz.. Bana mı özendi anlamıyorum.. Bir yağmur yağıyor bir güneş açıyor.. Üstelik öyle oyunbaz ki yanımda şemsiye varken güneş açıp , yanımda şemsiye yokken dalga geçer gibi yağmur yağdırıyor bulutlarına.. Bunun sonucunda da cimcime hasta oluyor tabi.. Bir gün içinde üç kez dolu altında kaldım.. Islak sıçana döndüm.. En sonunda da sahilde rüzgarı yemek suretiyle en güzelinden ayvaları sipariş etmiş bulundum..

Üç gün gözümü açamadım desem abartmış olmam her halde.. Doktor da sağ olsun bir torba dolusu ilacı dayadı.. Antibiyotiği bebekken geçirdiğim bir hastalık yüzünden pek kullanma taraftarı değiliz ailecek.. O yüzden bir sürü minnak hap içtim..

Sonunda kendimi toparladım derken son iki-üç haftadır gözlerini görmediğim de özleminden çıldırdığım insanla görüşmek için dışarı çıkınca hastalığı atlamadan tekrar yatağa düştüm.. Doktordan iyileştin tastiğini aldığım günün akşamında gözüm balonlara özenip şişti.. Mikrop kapmış akılsız.. İyi hoş dedik damlalarımızı alıp çıktık doktordan..

Ama yetmiyor.. Çünkü boş boş oturduğumda kendimi suçlu hissediyorum.. "Niye ders çalışmıyorsun ! " diye kendi kendimi azarlıyorum.." Üç ay sonra sınava girecek olan sensin. " deyip kendimi korkutmayı da ihmal etmiyorum.. Bir an önce geçsin şu zaman istiyorum.. İlk sınava girip çıkayım sonrasında hemencecik ikinci sınav gelsin ve bitsin her şey..

Uykuyu çok özledim.. Erken kalkmaktan ömrüm boyunca tiksineceğim ve oturup iki satır yazabilmeyi çok özledim.. Özellikle de gün doğarken bir kaç satır karalamayı..

Gecenin şarkısı 1






21 Aralık 2011 Çarşamba

U-mutluyum..

Gözlerin,gözlerimin en uğrak mekanı şimdilerde..
Kokun,adın gibi..
Ne zaman duysam kalbimde bir telaş !
Hele ki yok mu o sesin..
Biraz heyecanlı,biraz sakin..
Gülüşlerime ekleniyor her seferinde gülüşlerin..
Mutluluk bize özgü sanki..
İçinde en olmayınca yarım gibi,
Ben olmayınca öksüz..
Ama "biz" oluyoruz ya hani..
Hani gülüşlerimiz bir oluyor..
İşte o zaman daha bir u-mutlu oluyorum..
Gözlerin demiştim..
Gözlerin günlerime doğan güneş şimdilerde..
O titrek sarılar olmasa eksik olurdu bir şeyler sanki..
Senin gökyüzün hep apaçık,hep bulutsuz..
Senin ışığınla aydınlanan yollar daha bir güvenli..
Bana kalsa hep bir bakış ötende olurum..
Bana kalsa hep güneşinle aydınlanırım..
O yüzden gözlerinin peşinde koşar gözlerim..
Ömrüme karşılık bir gülüş isteyişim bundandır..
Bendeki sen kadar sendeki ben olmak isteyişim hep bundan..
O yüzden u-mutluyum işte.
Okuyabildiğimden gözlerinden düşen sessiz harfleri..
Biriktiriyorum her birini..
Gizli bir telaşla koyuyorum yanyana..
Yazmaya başladığımız o cümle uzun paragraflara dönüşüyor yavaştan.
Tamda bu yüzden işte..
Bu yüzden u-mutluyum .. 

19 Aralık 2011 Pazartesi

Vakit

Gözleri rüzgar atlı adam..
Gülüşü,gülüşü günleri doğuran adam..
Belki de geç kalınmış bir sözün adı adam..
Susmak vakti geçeli çok olmuş..
Konuş be adam..

5 Aralık 2011 Pazartesi

İsimsiz Yalnızlık..

Adı olmayan satırlara başlıyorum bir kez daha. Gecenin karanlığında sığındığım dört duvar arasında, masa lambasından sızan bir kaç damla ışığın altında yudumladığım yalnızlığın satırları belki de bunlar

"Eksik bir şey mi var hayatımda ? Gözlerim neden sık sık dalıyor ?"

diye şarkısını mırıldanıyor adı dilimin ucunda olan ama bir türlü hatırlayamadığım adam..

Gece çökeli çok oldu şehrime. Herkes bir bir düşlere uğurladı gözlerini. Bir ben kaldım belki de. Sanmıyorum daha nice insan vardır gözlerini kapatmayı beceremeyen, kapatmak istemeyen. Gözlerini kapatıp öylece duran, gecenin gözyaşlarını dinleyenlerde vardır belki ?

Merak ediyorum yalnızlık şu son yüzyıla mı ait yoksa insan var olduğundan beri hissediyor mu bu tuhaf duyguyu ?

Evet tuhaf bir duygu bu. İçine bir kez düştü mü geçmiyor bir daha. Ne acı gibi keskin ne de mutluluk gibi çılgın. Varla yok arası ufacık gibi gözüken garip bir his.  Aslında buz dağına benziyor. Görünüşte ufacıktır o koca beyazlıklar. Ama altında, o buz gibi suyun içindeki görünmeyen kısım kıyamet kadar büyüktür, bir o kadar heybetli ve büyüleyici. Ne gariptir ki hep o küçük gözüken beyazlar dibe batırır muhteşem gemileri, aynı ufacık görünen yalnızlıkların insanı dibe çekişi gibi.

Garip bir tesadüf değil mi ? Bence öyle. Ben korkarım o ufacık beyazlardan. Gerçi ben beyazdan da korkarım. Onu kirletmekten, aklığına kara değdirmekten. O yüzdendir belki de ben beyaz sayfalara bir şey yazıp,çizemem. Kırık beyaz olacak illa ki..

Aslında yalnızlık bazen güzeldir.. Kalabalıkta yazamam ben. Aklımdan sonsuz satır geçsin, yine de yazamam. Anca yalnızlığa sığınınca yazarım adam gibi. Diğerleri hep hava da kalır..

Yalnızlık mükemmeliyetçi bir varlık görünüşe göre. Bir adım atarsın içine doğru. Bir daha en iyiyi yapana kadar çıkamazsın içinden. Duvarları ıpıslak, kaygan bir kuyudan farksızdır, yeterince istemezsen çıkamazsın içinden. Derinleştikçe derinleşir. Ama şu da vardır ki uyuşturucu gibi, sigara gibidir yalnızlık. Bir kez tadını aldın mı , kanına karıştı mı bir kez.. Bir daha kopamazsın ondan.. Belalı bir sevgilidir yalnızlık.  Tapar sana, sen ona.. Öyle hissedersin ki sanki onsuz olmazmış, nefes alınmazmış gibi. Bir süre sonra en rahat nefesini yalnızken alırsın. Daha içten gülersin yalnızken.

Yalnızlık beyazdır. Ne kadar uğraşsan da kara çalamazsın alnına..
Yalnızlık bakir topraklar gibidir. Öylesi verimli, öylesine hazineler dolu..
Yalnızlık hep aynıdır. Sen ne kadar gitsen de hep bekler seni.
Yalnızlık koşmaz bir başkasının kollarına.. Yabancı tenlerde aldatmaz seni.
Yalnızlık güneştir. İzin vermez bulutların önüne geçmesine..

Yalnızlık isimsizdir.. Asla öğrenemezsin adını..
Yalnızlık , yalnızlıktır.. Sen olmasan da var olur, sen olsan da..