11 Mart 2015 Çarşamba

Günler garip bir şekilde geçiyor.
Daha hızlı, daha umarsız.

Sanki kenara geçip oturmuşum ve bütün olan biteni uzaktan izliyorum. Arada bir deli cesareti geliyor, karmaşanın içine dalıyorum. Canım acımaya başlayınca gerisin geriye köşeme dönüyorum. Kendi hayatımda kenar süsü oldum bir bakıma.

Bazen de ben hiçbir şey yapmasam da karmaşa yanı başıma oturuyor. İçimde garip hislerle ona eşlik ediyorum. Saygıda kusur etmiyorum. Elimden gelse bir fincan çay bile ikram edeceğim. Ama cesaretim ona yetmiyor. Sadece durup yanımda oluşunu izliyorum.

Öyle ya, karmaşamın yanıma yaklaşması bile bir mucize. Gerçi içime batan kırıklardan olsa hep temkinliyim. Ettiği her lafta bir mana arıyorum. Acaba ne demek istiyor diye. Sonra düşünüyorum. Belki de sadece söylediklerini kast ediyordur.

Garip.
Ama güzel.

İçimin acısı.. Elimde değil sesini duydukça yüzünü özlüyorum. O dizine yattığım , saçlarımla ilk oynadığın güne dönüyor gülüşlerim. Sanki hep orada kalmışız, ne bir adım ileri ne bir adım geri.