28 Şubat 2012 Salı

Yenik Sevda Kahramanları

Gece vaktiydi. Ufacık bir mumun aydınlattığı odada henüz adını bilmediği bir adamla birlikte susuyordu kadın. Üzülmüştü ve gözleri ağlamaklıydı. Uzunca bir sessizliği paylaştılar birlikte. Adam en sonunda dayanamadı.

"Canım yanar mı ?" dedi ve tekrar suskunluğa döndü. Kız yana düşürdü başını. Hafifçe kıpırdadı dudakları. Adam gülümsediğini düşündü. "Yanar." dedi kadın. Ayağa kalkıp, kendisine bir kaç adım uzakta duran adamın yanına gitti. Adam saatlerdir kadının cama yansıyan siluetini izliyordu. Bir kez olsun dönüp yüzüne bakmamıştı. Durmadan yağmur yağıyordu. Cama düşen damlalar kadının yüzüne öyle çok yakışıyordu ki adam ona hayran  olmuştu. Ama arkasını dönse.. Baksa bu büyü bozulacaktı. Öyle hissediyordu Adam.

Camdaki yansımadan kadının kendisine yaklaştığını gördü. Ve çok geçmeden kadın başını adamın omuzuna yasladı. Sarıldığı bedenin bir anlığına da olsa kasıldığını hissetti.

"Alışacaksın." dedi. "Çok geçmeden alışacaksın. Acıyı hissetmeyeceksin . Sonra her şey geride kalacak. Çok geride. Ben hep yakınlarda olacağım. Beni önce burada bulacaksın." dedi adamın şakağına dokunarak. "İstesen de istemesen de her sustuğunda beyninin içinde sesimi duyacaksın." Kadının eli adamın sol göğsüne indi. "Yavaş yavaş buraya da işleyecek sesim. Her atışında beni hatırlayacaksın." Gülümsedi kadın. Yanaklarında kurumuş yaş izleri vardı. Göz ucuyla baktığı kısacık  bir anda görmüştü adam o gülüşü ve izleri. Başını tekrar cama çevirmek istedi . Yapamadı. Kadın yavaşça uzaklaştı ondan. Odanın bir köşesinde duran piyanonun önündeki tabureye oturdu.Parmakları usulca tuşlara değdi. Yağmur sesine eşlik etmeye başladı notalar. Bir an durdu ve sonra daha sert bastı tuşlara. İkaz eder gibiydi.

"Böyle seveceğim seni. Önce yumuşacık ve huzur verici. Sonra bir an canını yakacağım. Belki kalbin kanayacak. Acını geçirip , yaranı saracağım. Yine ufacık bir kedi gibi gezineceğim kalbinde. Tam uykuya dalarken kalbindeki acıyla aralayacaksın gözlerini..

Kadın giderek daha sert basmaya başladı tuşlara. Öyle ki yağmurun sesi duyulmuyordu artık. Adam gözlerini yummuş sadece dinliyordu. Kadın bir daha konuşmadı. Çaldı.. Çaldı.. Çaldı.. Notalar hızlandı ve  ardı arkası kesilmez oldu. Adam arada bir kaşlarını çatıyor, ellerini sıkıyordu.

Kadın ilmek ilmek işliyordu kendini adamın aklına, kalbine, kulaklarına. Hem acı veriyor hem mutlu ediyordu. Kimse konuşmuyor ama oda da fırtınalar kopuyor, sonsuz savaşlar veriliyordu.

Eşyalar darmadağındı. Masanın üzerinde duran papatyalar yere düşmüş, içinde durdukları vazo kırılmış, suyu dökülmüştü. Cam açılmıştı. Odaya deli bir rüzgar doluyor ve ucu yırtık, eksi püskü perde savruluyordu.

Kadın çalmayı bıraktı ve yağmurun sesi tekrar yükseldi. Adam sımsıkı yumduğu gözleriyle pencerenin önünde duruyordu. Kadının savrulan saçlarıyla ona yaklaştığını fark etmedi bile.

Kadın önce adamın elini tutmak istedi. Sonra vazgeçti. Dudağının tam ucundaki sıcacık kuytu köşeyi öptü adamın.  Ardından göğsüne yaslandı. Adam bütün acılarına rağmen sarıldı ona, sımsıkı. Sanki hiç bırakmayacak gibiydi. Başını kadının saçlarına gömdü. Kokusunu soludu derince. Hıçkırdı kadın. Ağlıyordu.

"Ağlama!" dedi adam çaresizce. Çok geçmeden kadının saçlarına bir damla düştü. Adam da ağlıyordu. Gerçekten çaresizdi. Ağlama diyemedi kadın.Ağlayan bir erkeğe bunu demek saçmaydı, biliyordu. Çünkü bir erkek ağlıyorsa canı gerçekten yanıyordur.

"Sana aşık değilim ve olmayacağım." dedi kadın hıçkırıklarının arasında. Adam tekrarladı.
"Sana aşık değilim ve olmayacağım." Sessiz bir yemindi sanki bu. Kimse bilmese de onlar biliyor gibiydi.

İkisi de yenik düşmüş sevda kahramanıydı. Başka aşklardan mağlup çıkmış ve ayakta durmak için birbirine yaslanmayı seçmişlerdi.

Bulutlar bütün yüklerini boşalttı. Gök gri lekelerden temizleniyordu yavaş yavaş. Gün doğacaktı. Yakındı..

21 Şubat 2012 Salı

Mutsuz Sonlu Masallar..

Beklemediğin insanlar, beklemediğin şeyler yaparlar.. Sabah güldüren , gece çökünce üzer, acıtır.. Belki bilerek yapar bunu.. Başkalarının acısının kendi acısını söndüreceğini sanarak.. Ama her yeni acı onun ruhunda, kalbinde açılan yeni bir yara olur.. Canı yandıkça hep yakar yeni canları.. Mutlu olmayı bilmezmiş gibi gözleri, Elleri hep acıya gider.. Tam da umuda kapılmışken kız… Bu sefer olacak diyerek.. Yüzüne çarpar kapıyı adam.. Aptal küçük kız.. Zavallı adam.. Başlamayan bir masalın mutsuz sonunu ezbere bilmek gibiydi bu..
 Acı.. Çok acı..

19 Şubat 2012 Pazar

-lan babam tığa battı..

-bir şey oldu mu ?

-tığa mı ?

-saçmalama lan babama..

-olum tığ babama batmadı ki babam tığa battı.Tığ pert oldu babam sağlamBig Grin

-nasıl oldu ?

-annem oturuyordu.Tığla ipi yanına koydu, babam oturdu.Tığı bir daha gören olmadıBig Grin

-Geçmiş olsun o zaman: D

-Şimdi acile gidiyoruz..

- Şaka mı yapıyorsun ?o kadar kötü mü?

-Yok lan tığa baktırmaya gidiyoruz..Belki umut vardı: D

bu da böyle bir olaydı işte :D

12 Şubat 2012 Pazar

İsimsiz satırlar..

Öyle mutsuz..
Öyle ağlamaklı..
Kimsesiz ve yapayalnız..
Kalabalığın içinde duyulmayan incecik bir ses..
Anlamlı anlamsızlıkların kadını..
İstanbul da..
Ve öylesine..

1 Şubat 2012 Çarşamba

Tanımadık İnsanlar

Sevilen adam..

Connected adlı siteyi bilenler el kaldırsın ?

Tumblr macerama yelken açmakla birlikte bu siteyi de öğrenmiş oldum.. Hızlı chat gibi bir şey.. Aç, konuş, kapat.. İşin güzel yanı kimle konuştuğunu asla bilme.. ya da konuştuğun kişi senin kim olduğunu bilmesin.. Bir kaç keredir rastgele insanlarla konuşuyorum.. İlk başta saçma gelmişti aslında.. Ama her konuştuğum kişi birbirinden çok farklıydı ve işin arkasından hiç beklemediğim şeyler çıkıyordu.. Hoşuma gitti ve buna cevap edeceğim sanırım.. Eğer olur da connected'ınız varsa ve biri pat diye geliyorsa sakın kapatmayın.. Belki benimdir ve güzel bir sohbete başlayabiliriz..

Bu gece hiç tanımadığım bir adama "Naber?" dedim ve konuşma başladı.. O nefret edilen adamdı.. Çünkü seveni fazlaydı.. Çelişkili bir cümle gibi ama aslında zamanımızın en büyük sorunlarından biri bu.. Kıskançlık.. Karşınızda biri var ve ondan nefret ediyorsunuz.. Neden ?

Çünkü o seviliyor.. İnsan sahip olamadığı şeylere sahip olan insanları kıskanır.. Kimi zaman masumiyettir kıskanılan, bazen aşk, bazen sıkı bir dostluk, para, güç ve daha kim bilir neler neler.. İşin saçma yanı kişi bunu kıskanırken aynılarını elde etmek için bir çaba göstermez.. En azından çoğu kişi yapmaz bunu.. Çünkü kıskanmak ona göre elde etmek için uğraşmaktır.. Bazıları işe bunu elde etmek için gerçekten uğraşır ve sonunda hak ettiğini alır..

Anlaşılan Sevilen adamın etrafındaki bir kısım insanlar kıskanmakla yetinenlerden.. Ama o bunu tek umursamıyor.. Çünkü sevdikleri var.. Sevdiği kadar da seviliyor ve bu ona yetiyor..

Sohbetimizin bir kısmında ona "Neden ?" dedim.. "Neden nefret ediyorlar senden ?".. Bunun cevabını tam olarak oda bilmiyor.. Ama üst satırlarda açıkladığım şeyin kendine başına gelmiş olabileceğini düşünüyordu.. Umarım bu insanlardan çabucak kurtulur ve yanında olmayı hak edenlerle mutlu bir dünyası olur..

Konuşmanın devamında ona kimseyi kıskanıp kıskanmadığı sordum.. Kıskandığını söyledi.. Kıskançlığın aslında sevmenin biraz daha bencilleşmiş hali olduğu konusunda hem fikiriz onunla..  Kimi kıskandığını sorduğumda "Sevdiğim insanı" cevabını verdi..

Konuyu biraz olsun derinleştirmek için ne kadar süredir birlikte olduklarını sordum.. Yeni denilebileceğini sordu.. Ama anlaşılan şimdiden onu çok sevmiş olmalı ki O'nun nasıl biri olduğunu sorduğumda fazlasıyla romantik ve aşık bir şekilde cevap verdi..

"Mutluluk nasıl bir şey ? Sorunun cevabı bu.."

Şu zamanda kaç kişi bunu birlikte olduğu kişinin ardından söyleyebiliyor ki ? Ben düşünüyorum ve çevremdeki ilişkilere göz atıyorum da .. Bunun sayısı fazlaca az..

Biraz daha konuştuktan sonra sohbetimizi sona erdirdim ve yazıma başladım.. Aslında bu konuşmayı yazmak gibi bir fikrim yoktu ama Sevilen Adam'ın verdiği cevap beni fazlasıyla etkiledi açıkçası. Konuşmayı kapatmadan önce ona "Birisi benim hakkımda bunu söyleseydi, sanırım onun doğru kişi olduğuna inanırdım." dedim. Umarım Sevilen Adam, sevdiği insanla mutlu olmaya devam eder..

Şimdilik bu kadar..

Gecenin şarkısı da bu olsun..