29 Kasım 2011 Salı

Aşk acıydı..

Aşk acıydı..
Bütün yüz yıllarda bu böyleydi..
Giden tahmin etmezdi beklendiğini,
Kalan anlamazdı gittiğini.
İçeride,taa derinlerinde yüreğin,
Bir acı oturur kalırdı koca bir yumru gibi..
Ona aşk derler bizim memlekette..
En büyük hediyesine de acı...

15 Kasım 2011 Salı

Bedenden önce ruha dokun

Merak ediyorum anlar mısın hemen doğru kişinin o olduğunu ?
Son zamanlarda herkes tutturmuş bir doğru kişi, doğru kişi diye..
Aşık eğrisi , doğrusu olur mu ki ?
Aşk dediğin sana göre değildir ki..
Zaten senin istediğin şeylerin bütünü olup "doğru kişi" olsa o aşk olmaz ki !
Sipirmin yine diyecek "aşka çok kafa yoruyorsun" diye ama şu zaman da öyle çok ki aşk hakkındaki söylentiler.. Üzerine bende hiç birine inanmayınca elbet gerçeği arıyorum..
Ama aramakla da olmuyor onu da biliyorum..
Benim anlamadığım şey şu ; sen kendi kafanda kurguladığın,planladığın (şöyle gözü olsun, şöyle kaşı olsun,aman uzun olsun,ay yakışıklı/güzel de olsun) bir şeye gerçek aşk diyorsan kendini kandırmış olmuyor musun ?
Aşk sorgusuz sualsizdir ..
Güzelliğine, yakışıklılığına ya da parasına bakarak karar veriyorsan bir şeye o aşk değil çıkar ilişkisidir bence..
Ben her zaman şu eski zaman aşklarına özenmişimdir..
Belki benden çok önceydi bu yaşanan aşklar ama daha güzeldi be..
İnsanlar sevmek için bakıyordu elini tuttuğu insanın gözlerine..
Hatta elini bile tutmuyordu aman çevreden laf olur diye.. Kıyamıyordu sevdiğine..
Ama şimdi büyük çoğunlukta ilişki sevmeden sevişmekle başlıyor..
Deneme sürüşü yapılıyor bir nevi..
Haksızsam siz söyleyin..
Öyle değil mi ?
Aşk dediğin masum olacak azıcık..
Kıyamayacaksın sevdiğine..
Porselen bir bebekmişcesine dikkat edeceksin kalbi senin ellerindeyken..
Güveneceksin ki mutlu olabilesin..
Bir kere emin olacaksın sevginden..
Kapı gibi duraksın arkasında bir kere dedin mi o sihirli iki kelimeyi..
**Seni seviyorum**'un dönüşü yoktur aşk kitabında..
Bir kere dedin mi vazgeçmeyeceksin..
Yalanı karıştırmayacaksın lafına..
Bir kere yalanı karıştırdın mı biter aşk dediğin..
Aslında her şeyden önce sevdiğinin arkadaşı olmayı bileceksin..
Her saniye canım cicim ile geçmeyecek..
Ara sıra oturup dertleşeceksin bir rakı masasında..
Olmadı oturup paşa paşa izleyeceksin sevdiğinle maçı,diziyi..
Sessizlik istediğinde kabul edip , vereceksin..
Ama gitmeyeceksin surat asıp uzaklara..
Elini uzattığında tutabilecek kadar yakın olacaksın ki hissetsin yanında olduğunu..
Sözü uzatmanın ne alemi var arkadaş..
Seveceksin işte..
Adam gibi, aşık gibi seveceksin..
Zaten o zaman doğru insanmış,yanlış insanmış kalmaz şu hayatta..
Ve unutma..
Eğer illa ki diyorsan "doğru insan"ı arıyorum ben diye.. Önce kafandaki o mükemmel porteyi sileceksin.. Çünkü o aradığın mükemmellik yok.. Var herkesin bir noksanı.. Ve yine unutma ne sen üstünsün bir başkasından, ne de bir başkası üstün senden..
Sadece dokun ruhuna bedeninden önce..Ve kalbindeki sıcaklığı hisset..
İşte o zaman aşk gelir bulur seni,sen bile fark etmeden..

13 Kasım 2011 Pazar

Piraye..

Piraye..
Dillere destan Piraye..
Kızıl saçları, masum aşkıyla acıların tapınağı Piraye..

Nazım..
Her kadınına deli gibi aşık olan ama gönlü hep başkalarında olan Nazım..

Sayısız şiir dizer Nazım , Piraye'sine..Delidir, divanedir ona..Ama hep başkalarına giderdi Nazım.. İsimsiz onlarca kadını vardı..Piraye'si ise ona aşık..ona inanmış..Sonra bir gün bir mektup aldı Piraye.. O gün sırra kadem basmıştı..Mavi gözlü dev'in onu terk edişi ağır gelmişti yüreğine.. Sonrasında dönmüştü elbette aşık olduğu adama  ya..Bilirdi hatasını..Çünkü Nazım hem kendisini hem başkalarını almıştı yüreğine..Şiirlerinden birinde der ya mavi gözlü dev "senin adını kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım" diye.. Sonradan ortaya çıkar kayışta Vera yazdığı..

Neden Nazım ? Nedendir her kadınına tek aşkın oluşunu söyleyişin ? Nedendir hepsini kendine inandırıp sonra başka bir ten için terk edişin ? Aşka mı düşmandın , yoksa kadınlarına mı ? Ne alıp veremediğin vardı onların kalbiyle ? Neden davana bağlı olduğun kadar kadınlarına da sadık değildin ? Ağır mı geldi tek kadını sevmek ? Söylesene Nazım çok mu zordu ölene dek birini sevmek ?

Sen ki dava  adamı , sen ki vatanına tutkun şair.. Sen ki mavi gözlü dev , sen ki güzel yüzlü şair.. Nedendir bu yaptığın söylesene ?

Kaç yıl geçti sen bu dünyadan göçeli, arkanda sayısız kadının ile birlikte paramparça kalpler bırakalı ? Gittiğin yerden gördün mü Piraye'nin çektiği acıları.. Ya da zaten biliyor muydun onun canını ne çok yaktığını ? Ya Vera ? Söylesene Nazım onu  kaç tende aldattın ? Ölümünden sonra yine seni sevmeye devam etsin, yokluğunu hissetmesin diye kıyı köşeye bıraktığın o mektuplar, hediyeler.. Cidden sevdin mi Vera'yı ? Yoksa oda diğer kadınların gibi miydi Nazım ?

Sen gözlerini sonsuza açarken Senden yıllar sonra doğan bir mirasçın var şimdilerde.. Nazım diyor kendine.. Senin gibi dava adamı.. Ama sözde.. Aşkına sadık olamayan kendine de sadık değildir.. Kendine sadık olamayan davasına nasıl sadık olsun sen söyle Nazım ? Şimdi o senden habersiz senin kimliğine bürünen sahte Nazım yine senin gittiğin yoldan yürüyor.. Onlarca kadını seviyor aynı anda.. Ama senden bir farkla.. O önce Vera'ya aşık oluyor.. Bir kış günü giriyor Vera'nın hayatına ve aynı senin gibi aşka inandırıyor onu.. Ama bilmediği şey kalbine almaya çalıştığı Vera senin Vera'n kadar kör değil.. Güvenemiyor bir türlü sahte Nazım'a.. O zamanlar Deniz derdi kendine.. Yine başkasının Deniz Gezmiş'in kimliğine bürünerek..

Hiç kendi olamamış bir adam nasıl sever ki Nazım ? Sen söyle..Ben bilmiyorum..

Vera sevemeyince ayrılır Denizden.. İlk başta acı çeker.. Çünkü Deniz öylesine inandırmıştır ki kendine "benim  yüzümden " der Vera.. "Çektiği bütün acılar benim yüzümden..".. Öylesine sahtekardı sahteler sahtesi.. Sonra bir gün aniden çıktı Vera'nın hayatından.. Çünkü kendine deli divane olan Piraye'sini bulmuştu.. Piraye'm diyordu ona.. Kızıl saçlarında can bulduğum.. Daha ilk günden anlamıştı Vera.. Başka biri vardı  Deniz'in hayatında.. Ama pardon o artık Deniz değil Nazım'dı..

Nazım Vera'nın şu hayatta belki de en sevdiği , en tutkun olduğu şairdi.. Satırlarına dalar, kaybolurdu gecede..Öyle kaybolurdu ki kendini tekrar bulduğunda gün çoktan ışımış olurdu.. Ama şimdi acı çekiyor diye üzüldüğü Nazım bir başkasınındı.. Hemde daha bir önceki gece mesaj atıp özledim demişken.. Artık mesaj atmayacağını düşünmüştü Vera.. Başkasınındı sonuçta.. Zaten kendisine tamamen ait olmasına hiç izin vermemişti ki.. Aşık değildi bir kere ona.. Olamazdı da.. Vera güvenmediği insanın yüzüne bile bakmazken , aşık mı olacaktı birde?

Aradan kısacık bir zaman geçti.. Nazım yine başladı mesajlarına.. Seviyorum, özlüyorum.. 
Ya diğer kadının Nazım ? Ona ne oldu ?  Cevabı koca bir sessizlikti.. Nazım hep devam etti mesajlarına.. Hayatında hem Piraye'yi istiyordu hem Vera'yı.. Nasıl bir adamdı bu sahte Nazım ?

Sonra yaz geldi.. Vera çoktan başkasının olmuştu.. Bay gizem diyordu ona..O zamanlar bilmiyordu ya bay gizem onun hayatında epey derin izler bırakacaktı.. Hayatında değil aslında.. Kalbinde.. İlk kez inandığı adam olacaktı.. Aylar sonra o hayatından gitmiş olmasına rağmen aklına geldiğinde hüngür hüngür ağlayacağı ilk sevgili olacaktı..

Yazın son ayına girerken takvim otuz temmuzu gösteriyordu.. Bir mesaj geldi Vera'ya..

-Yine eskisi gibi olalım ?
-Piraye'ye ne oldu Nazım ?
-Ayrıldık biz..

Vera inanmadı..Çünkü güvenmiyordu Nazım'a..Nazım'ın can dostuna sordu nasıl bir oyuna kurban gideceğini bilmeden.. Can dostu cevap vermedi kem küm etti.. Vera tatmin olmadı ve Piraye'ye mesaj attı..

Piraye ta en başından  beri biliyordu Vera'yı.. Çünkü Nazım ona uzun uzun anlatmıştı Vera'ya olan aşkını.. En azından Vera'ya öyle demişti.. Ne kadar doğru bilinmez..

Piraye'nin ayrıldıklarından haberi yoktu çünkü ayrılmamışlardı.. Kavga kıyamet koptu.. Piraye kısa bir an için olsa bile Vera'ya inandı.. Sonra.. Sonrasını mı merak ediyorsunuz ?

Nazım , Piraye'yi hiç bir vicdan azabı duymadan kandırdı tekrar.. Vera'yı , o sözde aşık olduğu kadını öylesine aşağıladı ki.. Vera kendini tam bir pislik gibi hissediyordu çünkü Piraye'nin gözünde öyleydi.. Vera hiç umursamamıştı sahte Nazım'ın düşüncelerini.. Onun öğrendiği ilk andan beri düşündüğü şey Piraye idi çünkü ona nedenini bilmediği bir yakınlık duyuyordu..

Sessiz kalmaya karar verdi Vera.. Sustu.. Bir daha da konuşmayacaktı çünkü o gece Piraye'nin "Sakın bir daha karşıma çıkma.. Sakın! " deyişi büyük puntolarla kazınıp, kanatmıştı yüreğini.. Aynısını yaşamayı kaldıramazdı.. Çünkü biliyordu bir daha aynısı olursa Piraye'yi eskisi kadar sevemeyebilirdi..

Aradan gün geçti, hafta geçti, ay geçti.. Bir gece ansızın kapısını çaldı Piraye Vera'nın..

Vera şaşkın !
Vera meraklı !
Vera üzgün..

Çünkü daha ilk kelimede anlamıştı.. Sahte Nazım yakmıştı Piraye'sinin canını.. Öyle bir yakmıştı ki kan revan içindeydi Piraye'nin aşkı.. Oysa Vera Piraye'nin yanında gizli bir koruyucu bırakmıştı.. Sahte Nazım'ın can dostu.. O öylesine iyi öylesine vefalıydı ki aslında.. Vera demişti ona.. " Piraye'ye iyi bak.. Gözün üstünde olsun.. Ve o canını yakmaya kalkarsa Piraye'nin izin verme.."

Ama anlaşılan oda koruyamamıştı Piraye'yi.. Vera pişman olmuştu..Daha ilk andan savaşmalıydı Nazım'la ve kurtarmalıydı onun renksiz aşkından Piraye'yi.. Geç olmuştu belki, belki güç olmuştu ama Piraye Nazım'ın gerçek yüzünü görebilmişti..

Piraye'nin tek suçu yanlış adama aşık olmak ve ona inanmaktı.. Belki de bu yüzden sevmişti onu Vera.. Çünkü o masumdu.. Belki de bu pisliğin içindeki en temiz parça oydu.. O ve aşkı..



Gün eskiden sessiz sedasız başlarken kimdi sıcacık günaydınlarla başlıyor ve tekrar uyuyana kadar devam ediyordu.. Mutlu, biraz buruk..

Buruk çünkü Piraye hala acıyan yaralı kalbinin kabuk tutmasını bekliyordu.. Yavaş yavaş sızısı dinecek Piraye'nin. Vera hep yanında olacak.. Daha önce verdiği sözü tutacak ve hep koruyacak Piraye'yi..

İkisi de yanlış yerde ve yanlış zamanda tanıştıklarını biliyor ve keşke böyle olmasaydı diyorlardı.. Ama kim bilir belki de daha normal şartlarda karşılaşsalar bu kadar sevmezlerdi birbirini, kollamazlardı bu denli.
Heyecanla beklemezlerdi o tarih kokan sıralarda beraber oturacakları günleri..

Piraye artık eskiden olduğu gibi doğu vilayetinin esmer kızıydı.. Öyle kalacaktı.. İçinde bir yerlerde Piraye hep olacaktı.. Ama o hep Kar çiçeği olacak..

Kaçak Çay'ın seni çok seviyor Kar Çiçeği..
Hepte sevecek..
Ve şimdi çektiğin kalp ağrısı.. Geçecek.. İnan bana..

Ve gerçek Nazım..Seni ve satırlarını hep sevdim.. Mavi gözlü bir devdin.. Hep başka kadınları sevdin gerçi ama.. Sen en çok vatanını sevdin.. Belki yirmi birinci yüzyılın Nazım'lığını  büyük bir hadsizlikle yüklenen sahtelerinden nefret ediyorum ama.. Vatan şairini hep seveceğim... Ömrüm boyunca bir daha okumayacak olsam da..



9 Kasım 2011 Çarşamba

Facebook !

Artık Uykusuz Cimcime'nin de bir facebook  hesabı var ! Buyrunuzz !
facebook