13 Temmuz 2012 Cuma

Bencil şehrin bencil çocukları


Durduk yere canı yanar mı  insanın ? Ansızın ! Yanıyormuş sanırım yada bu sadece bana özel bir duygu. Öyle sık yaşıyorum ki bunu şu sıralar. Bilemiyorum.

Her şey yolunda giderken, gökyüzünde en ufak bir bulut bile yokken, mutluluk ateşten öpücüklerle kalbini kavururken, birden bire gri bulutlar etrafını sarabiliyor insanın. Pek sevilesi bir durum değil, baştan uyarayım. Olur da biraz olsun gri bulut görürseniz, anında kaçın oradan !

Böyle diyorum ya, oysa ben bulutları severdim. Gökyüzünü rahatça görebileceğim bir yere uzanır, bulutları şekilden şekile sokardım. Çok değil yarım saat önce, yüzüm yine sirke satarken, gökyüzünde bir bulut vardı. Kocaman bir gülümseme gibiydi. Hani Up'ta da güzel çiftimiz piknik örtüsünün üzerine uzanıp buluttan hayallere dalıyor ya.. Onun gibi işte..

Dün gece onu izlerken, keşke , dedim. Bu kadar şanslı olabilseydim de , bıkmadan elini tutabileceğim bir kalbim olsaydı.

Ama olmayınca da olmuyor. Tam inandım, güvendim derken ... puuufff ... her şey hayal olup, tozlu raflara mahkum kalıyor. Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı hesabı, kimse tekrardan onlara uzanmayı aklından geçirmiyor. Uzanan olursa , ki olmaz ya , o da pişman oluyor üzerini mahveden tozlar yüzünden.

Ben bunu da sevmiyorum arkadaş !

Bencil şehirlerin bencil çocukları olurmuş. Hatta -muş demek gereksiz. Çünkü oldu, oluyor, olacak.

Kalemi elime aldığımdan beri üçüncü kez elim telefona uzanıyor. Ama tam dokunacakken geri çekiyorum. Çünkü bu sefer bencil şehrin, bencil kızı benim !

Bir kez olsun bencilliği tatmak istiyorum. Başkalarının köpükten balonlarını yaramaz bir çocuk gibi yere düşmesini beklemeden patlatmak istiyorum ! Şu hayatta hep idare eden, alttan alan olmak yerine, bir kez olsun bencil olup, insanları canından bezdirmek istiyorum. Etrafımda sürekli olarak gördüğüm o kırılgan, asalak olmayı yaşam tarzı haline getirmiş insanların karşılarına geçip ağzıma gelen her şeyi söylemek, onlara bir hiç olduklarını gösterip, canlarını yakmak, onları kırmak istiyorum!

Bir kez olsun onlar çakılsın burun üstü yere. Bir kez olsun onlar acısın iliklerine kadar. Ne olmuş ? Acıyan hep bizler mi olacağız ? Bir kez yahu, bir kez onlar yansın!

Neden hep biz "sobaya değen el" oluyoruz ki ? İçimiz niye iltihap topluyor ? Biz mi aptalız yoksa onlar mı çok akıllı ?

Belki ikisi de...

Böyle sayıp döktüğüme bakmayın , ben/biz öyle insanlar olamayız. İmkanı yok. Yaradılışımız da bencillik mayası yok, ondan olsa gerek bu yaşananlar.. Okuyanlardan bazı " ah bu benim!" diyecek. Merhaba kaderdaşım, üzgünüm memnun olmadım karşılaştığımıza bu satır arasında. Bari sen bunları yaşamasaydın.

Üzgünüm ben bu yazıyı yazmaktan. Bencil insanların hep acıttığı insanlardan olmaktan şikayetçiyim! Belki şikayet ediyorum, doğrudur. Ama asla pişman değilim böyle olmaktan. Biri benim arkamdan böyle konuşacağına, benden nefret edeceğine ölmeyi yeğlerdim.

Siz, benciller.. Evet size sesleniyorum son satırlarımda. Bi' durup düşünür müsünüz lütfen. Evet, siz ! Size söylüyorum bayan etrafınıza bakınmayın. Ben hep geri de bıraktığınız ama hep sizi düşünen, koruyup kollayan, bir derdiniz sıkıntınız olduğunda yanına koştuğunuz, ağlamak istediğinizde yaslandığınız ilk omuz.. Elinize geçen bütün parayı her kuruşun sonuna kadar giyime, kuşama , eğlenceye harcayıp, sonra ailenize "param bitti, zor durumdayım" diye acıtasyon yapmak, utanmanıza sebep olmuyor mu ? Ah, öyle mutluysanız elbet bir şey diyemem. Ama umarım aldığınız ahlar bir gün koca bir yumak olup pek kıymetli papuçlarınıza dolanmaz.

Ya siz bayım ? Evet, evet siz.. Kilolu olan bey. Hala çevrenize bakıyorsunuz efendi! Mavi gömlekli, yeni traş olmuş beyefendi.. Siz hiç suçluluk duymuyor musunuz kumar masalarında kaybettiğiniz milyarların ardından ? Çocuğunuz sizden para istediğinde "param yok." derken ne hissediyorsunuz ? Bir kez olsun bayım, bir kez olsun o kumar masasının başındayken aklınıza gelmiyor mu çocuklarınız, karınız. Evet karınız, hani her gece eve dönüşünüzü bekleyen, beklerken illet bir hastalığa tutulan karınız. Hani istediğinizde bütün suçu omuzlarına yıkıp , ortadan kaybolduğunuz karınız. Ah, aklınıza gelebildi, şükür hatırlayabildiniz nikahlı karınızı. Unutmuşum onlarca isimsiz kadınınızın olduğunu. Sizde mi mutlusunuz bu halden ? Pekala öyleyse. Size bok çukurunuzda iyi boğulmalar. Şeytanlarınıza bizden selamlar. Umarım pek yakın zamanda bir çöp konteynırında vücudunuzda bir kaç delik ya da bıçak yarasıyla bulunmazsınız. Yanlış anlamayın, size acıdığımdan değil. Karınıza, çocuklarınıza acıdığımdan..

Bu değersiz satırları bile hak etmiyorlar aslında.. Hak etmiyorlar değil mi ? Biliyorum. Onların canımızı bu kadar yakmaları da haksızlık. Biliyorum bir gün elbet cezalarını bulacaklar. Ama bilmek yetmiyor! Yetmiyor işte. Onlara, onlar gibi karşılık verecek insanlar lazım. Ki umarım bir gün karşılarına öyle insanlar çıkar. Ama ben onlar gibi olmayacağım. Çevremdekilerin de onlar gibi olmasına izin vermeyeceğim.

Bu yazı nereden çıktı bilmiyorum. Bir kaç gündür biraz, belki birazdan daha fazla , hassasım. Sürekli ağlamaklı bir haldeyim. Yaptığım tek şey, Adam'ın yolladığı şarkıları dinleyip, uyumak. Bu yazının sebebi de biraz o aslında, biraz Bayan Mavi, biraz Piraye, biraz O, biraz Bu.

Sözlerim bitti sanırım. Kelimeler yan yana gelip cümle kurmaya çekiniyorlar bir kaç dakikadır. Gitme vakti yani.

Son bir şey.. Eminim her birinden ufacık bir " iyi geceler" bekleyen birileri vardır. Yanlışlıkla bile olsa onları unutmayın olur mu ? Siz farkında değilsinizdir belki ama, bu iki kelime onları berbat rüyalardan koruyor olabilir, bilmiyor olabilirsiniz ama bu iki kelime uyurken dudaklarında ufacık bir gülümsemeyle sabaha taşınan bir mutluluk olabilir.

Siz de elbet birilerinden "iyi geceler" duymayı bekliyorsunuzdur. Olur da bir gece olsun bunu unutur ya da ihmal ederlerse kızmayın olur mu ? Bazılarımız gün içinde o kadar yoruluyor ki, asla unutmadıkları şeyleri unutabiliyor ya da yorgunluktan uyuya kalabiliyorlar.

İhmal etmeyin kimseyi, ederseniz de kocaman gülümsemelerle telafi edin hatanızı.

Hoşçakalın ve kendinizi iyi bakın.

"İyi geceler"

(Size bir kaç hediye..)


A Fine Frenzy - Near To You

This is My City- Cassie

Regina Spektor - The Call