3 Nisan 2012 Salı



Zormuş..
Hemde gerçekten çok zormuş birini “gerçekten” özlemek ve hiçbir özleme benzemiyormuş. Uyandığında kocaman bir boşlukla karşılaşmakmış mesela özlemek. Ne yapacağını bilmeden öylece yatağın içinde oturmakmış. Düşünememekmiş özlemek.
Aslında zor olan özlemek ve alışmakmış. Çünkü insan alıştığını özlermiş. Sadece iki hafta olmasına rağmen sanki asırlardır onunla aynı yastığa baş koyuyormuş gibi, yokluğunun ilk gecesinde garipsemekmiş olmayışını , ona alışmak.
Uyandığında aklından ilk onun isminin geçmesiymiş, elini arkaya doğru uzattığında tutacağını hissetmekmiş ona hem alışıp hem özlemek.
İlk gün böyle ise daha sonra ne olacak ? Daha kaç saat oldu ki sen gideli ?
Özlemeye de alışacak mıyım seni ? Ama bu biraz acı veriyor. Mesela sabahtan beri defalarca gözlerim doldu sırf kitapta “Amerika” yazdığı için. Bir soruyu boş bıraktım mesela. Çünkü New York’un işlevini soruyordu ve şıklarda seni benden aldığı yoktu. 
Olmaman mı daha iyi yoksa seni özlemek mi bilmiyorum. Tek bildiğim birbirinin omuzuna yaslanmış iki sevgili görmek istemediğim, giderek uzaklardan nefret ettiğim ve.. ve seni fazlaca sevmeye başladığım.
Biraz çabuk dön olur mu ?
Gel ve bir daha gitme..

Hiç yorum yok: