25 Ekim 2015 Pazar

Yaz bitti, Geriye ne kaldı ki?



Bir türlü bitmeyen yaz, sonunda bitiyor.


Normalde hiç huyum değildir mevsimleri bu kadar hızlı atlamak. Ama bu sene bir an önce güneş kaybolsun, rüzgarlar geri gelsin istiyorum.
Fazlasıyla yorgun ve bir o kadarda bıkkınım. Her şey o kadar yavaş ilerliyor ki , sanki gizli bir el akreple yelkovanın yakasına yapışmış bir adım öteye gitmesin diye arkalarından çekiştiriyor.
İşin kötü yanı , o bilindik korkular yine kapımda. Her zaman tek bir şey için çabaladım; huzur. Ama her zaman ben bir şeyleri yoluna koymak için koşuşturdukça yüksek yüksek tepelerden koca koca kayalar umutlarımı, heveslerimi un ufak etmek için hiç acımadan üzerime düşer.
Şimdi gözüm hep yukarılarda.. Olur da yine üzerime düşecek bir şey varsa önceden görüp tutabileyim diye. Tabi korkular yerinde rahat durur mu bu seferde önüme çıkacak bir engel var mı diye endişeleniyorum. Ama her yanı sürekli kontrol etmek o kadar yorucu ki.
Bazen diyorum “sakınan göze çöp batar” sen sakınma diye.. Ama.. işte amalar çoğalıyor her ihtimali düşündükçe.
Öyle yorgunum ki, içimde sürekli uyumak isteği var. Ama uyursam , uyandığımda hiçbir şey yerli yerinde durmaz diye öyle korkuyorum ki.
Sonra diyorum, O var. İzin vermez hiçbir şeyin bozulmasına. Vermez değil mi? Gecenin kör vakti uyanıp , tekrar tekrar üzerimi örterken , kapkaranlık gecelerde elimi bırakmazken , her şeyin elimden toz olup uçmasına izin vermez.
Bazen o bilindik korkular aklımdaki, kalbimdeki her şeyi allak bullak ediyor. Hata yaptırıyor. Ama bir ses sürekli kafamın içinde.

“Sakin ol, her şey güzel olacak.”

O sesi seviyorum. İnandırmam gereken bir sürü insan olsa da, belki onu bile inandırmam gerekse de, bu beni yorsa da.. Seviyorum.
Bu gerçekten şanslı hissettiriyor. Ki zaten en kötü zamanda bile dudağınızın kenarında minikte olsa bir gülümseme varsa , şans sizinle demektir.

Hiç yorum yok: