19 Aralık 2012 Çarşamba


Duruyorum. Parmaklarım klavyenin üzerinde ve seni anlatacak bir şeyler düşünüyorum. Aklıma onlarca şey geliyor ama iş kelimelere dökmeye kalkınca sadece duruyorum.

En ufak bir konu hakkında bile sayfalarca yazabiliyorken, senin hakkında tek kelime yazamamak garibime gidiyor. Bazen inat ediyorum. Alıyorum bilgisayarı kucağıma saatlerce yazmak için uğraşıyorum. Ama sonuç koca bir hiç oluyor. Yazdığım hiçbir cümle yeterince iyi olmuyor.  Beğenmiyorum. Koca koca paragraflar yazıyorum bazen. Bir anda oluyor. Ama tekrar okuyup, gözden geçirince... Bu mudur diyorum. Bu kadar mı? Sil baştan yapıp, tekrar başlıyorum.

Düşünüyorum. Benim için kimsin, nesin diye. Sonra düşünmekten vazgeçiyorum. Böyle daha iyiyiz diyorum, olabileceklerden korkarak. Bazı geceler uykum bölündüğünde seni uyandırmaya kıyamıyorum. Sessiz sedasız, parmak ucunda mutfağa gidiyorum. Ses çıkarmamaya dikkat ederek sıcacık bir kahve yapıyorum. Her ne kadar uyanmanı istesem de, ertesi gün ne kadar yorulacağını bildiğimden kendime engel olmaya çalışarak başka şeylerle ilgileniyorum. Çok geçmeden yine başımı yastığa koyuyorum. Gözlerim kapanırken gülümsüyorum her zaman ki gibi.

Gün içinde öyle bir an oluyor ki bazen sanki seninle birkaç dakika daha konuşmazsam özlemekten çıldıracakmışım gibi hissediyorum. Mesaj atarsam işinin bölüneceğini biliyorum. Bölününce eve gelmenin gecikeceğini de. Sinirli bir of çekip telefonu çantamın en dibine atıp, başka şeylerle ilgileniyorum. Sinirim sana değil elbette. Sadece bu kadar çok özlemeyi sevmiyorum.

Ama en güzeli akşam saatleri oluyor. Hani işten çıktığın vakitler. İşte o zaman mutlu oluyorum. Gün çoğu insan için sona ermiş olurken bizim için daha yeni başlamış oluyor. Eve geldiğinde sana "hoş geldin hayatım" demeyi seviyorum. Gelir gelmez yorgunluktan kendini yatağa bıraktığında "ama önce bir şeyler ye" demeyi seviyorum. Yorgunluktan ölmene rağmen benimle ilgilenmeni, fark etmeden yaptığım kaprislere sesini bile çıkarmadan katlanmanı seviyorum.

Günün son dakikalarında istisnasız her gece mutlu hissedip, gülümsemeyi seviyorum.
Teşekkür ederim. Bunlar ve dile getirmeyip kendime sakladığım her şey için.

Neden bunları yazdım bilmiyorum. Kendimle konuşmak için mi yoksa seninle konuşmak için mi emin değilim.
Aslında asıl sebep "Hayatımdaki sessiz varlığından fazlasıyla memnunum." demek sanırım. Ya da buna eklenti olarak "gitmezsen sevinirim." demek.

Bilmiyorum. Ama öyle işte.

Azıcık müzik mi dinlesek ? Hadi sende kalk güzel bir kahve yap.

1 yorum:

Üsturupsuz Yazar dedi ki...

Bana hep oluyor normaldir, aldırma meleğim geçer. Bi de şu harf girmeyi kaldırsan, yorum yapmaya üşendiriyor insanı:D