1 Eylül 2011 Perşembe

Pek sevgili(!) bazı büyüklere !

Hani vardır ya bazı edebiyatçılar zamanında kendilerini fil dişi kulelere kapatıp,yalnız kalmış ve bu yalnızlığı kendilerini dinleyerek geçirmişler..


Bu yaptıkları boşuna değildi elbette ! İnanmıyorsanız ya da size gerçekçi gelmiyorsa sonuçlarına bakın..Yüzlerce muhteşem eser nasıl can bulmuş ola ki ? Tabi ki bahsi geçen eserler o günlerin meyvesi !


Yani neymiş pek sevgili(!), her işe o koca burunlarını sokan,her şeyi bildiğini sanıp,sadece ezbere konuşan iş berbat olunca suçu kendinden başka herkeste arayan,bir günah keçisi seçip bütün suçu ona yükleyen ve sonrada o zavallının bütün hayallerini tek kalemde silip kendi hayali,asla tam manasıyla gerçek olamayacak despot düşlerinizi onun omuza yükleyen büyükler ; bizleri -sözde iyiliğimiz için- tıktığınız o kalabalık odacıklar yerine hep o düşlerimizde yatan sessizlik ve huzur da işe yararmış ! 


Zehir dolu çenelerinizi kapatmanız bile yeter istediğimiz huzuru bulmaya..Yani gerek yok o fil dişi kuleleri inşa etmenize..


Gerçi bu akıllı akılsızlığınız ve zehir dolu ağızlarınızla isteseniz de o fil dişi kulelerin bir tuğlasını bile yapamazsınız..


Yani sevgili büyükler " s. gidin !"Biz yolumuza mantıklı akılsızlığımızla devam edelim..


Ha bu arada ! Siz yanlış anlamadan açıklayayım.."s. gidin!" derken siktirin gidin demedim ! "siz gidin!" dedim..


Not !


Bu yazı türkçe&edebiyat dersi dershane öğretmenim Ata Hoca tarafından verilmiş testin 21.sayısının 5.sorunun a şıkkını okuduktan sonra meydana gelmiştir..Yazının ithaf edildiği kişi ise yine dershane hocalarımdan biridir.Adı bende kalsın..Ama merak ediyorum pazartesi günü o koca kitabı kontrol için eline aldığında bu yazıyı görüp okuduktan sonra yüzü ne hale gelecek !
Hocam..sevgiler =)))

Hiç yorum yok: