18 Eylül 2011 Pazar

karmançorman..

Ah ben ah..

Bazen korkuyorum biliyor musunuz kalbim dayanamayacak ve beni yarı yolda bırakacak diye..Gerçi şaşırmam bazen onu o kadar yoruyorum ki yerinde olsam bir gün daha tahammül etmem bana..Herkes gibi çeker giderim..

Gelirsek konumuza..

Ben biraz  fazla tez canlıyım..Fazla hayalperestim..Çok düşünürüm..Düşündükçe yeni şeyler çıkar ortaya..Sokakta yürüyen bir çocuk bile ilham kaynağım olabilir..Ve yazmadan duramıyorum..Ya hikayelerime yeni şeyler yazacağım yada buraya..

Konuşmaktan son yazmayı seviyorum bile diyebilirim..Derdimi de daha iyi anlatıyorum aslında..

Ve en büyük tutkularımdan biri..Fotoğraf..

En az  yazmak kadar seviyorum fotoğraf çekmeyi..Ama digital makineleri sevmiyorum..Her şeyi demir yığını ayarlıyor,sen tuşa basıyorsun ve fotoğraf çekilmiş oluyor..Ben bunu sevmiyorum..Fotoğraf dediğinin en ince ayrıntısını bile sen ayarlayacaksın.Gerekirse en iyisi olana kadar aynı kareyi yüz kere çekeceksin..Ama senin emeğin olacak her biri..

Yani kısaca fotoğraf çekiyorum diyorsa biri prof. makineyle çekecek..O incecik digital makineler hiiç bir halta yaramaz..Tabi tercih meselesi =)

Tabi ben böyle konuşuyorum da prof. makineyle her saniye fotoğraf çekiyorum sanmayın..Hala ikna edemedim bizimkileri istediğim makineyi aldırmaya..Hakta veriyorum şimdi..Babamın maaşı yaklaşık üç bin lira..istediğim makine de eş değer fiyatta..

Bende olsam o kadar parayı gidip makineye vermem..Ama para baba parası olunca insan sorun etmiyor pek..Ki babamda hak ettiğimde o makineyi alacağını söylüyor..Yaklaşık iki senedir hak edemedim :D

Sanırsam sınavı ilk girişte kazanırsam hak etmiş olacağım.. =)Neyse onu da geçelim..Eninde sonunda alınacak o makine  =)

O değil de tatil bitti ya..Okullar açılıyor Pazartesi günü..Normal de olsa üzülürdüm tatil bitti diye..Ama bu sefer üzülmüyorum çünkü okul ortamını cidden özledim..Servisimi özledim..En çokta arka dörtlüyü özledim serviste..Bilen var mıdır bilmiyorum ama o arka dörtlüde sabahın kör vakti uyumak o kadar güzeldi..Hele de hemen koltukların üzerindeki bas kolondan son ses müzik çalıyorsa..Metallica'nın Nothing else matters şarkısı ninni gibi geliyor yahu ya da sabahların vazgeçilmesi geveze'yi dinlemek..Sinan ve Koray kısımları özellikle..Ölürsünüz gülmekten yahu,uyku falan hepsini unutuyor insan..Sonra günün en hüzünlü anı geliyor tabi..Servis ağır çekimde okul bahçesine giriyor..Yerine park ediyor..ve Barbaros abi(servisçimiz)

"Gençler ayrılık vakti"

diyor..Ah kader utansın o servisin rahat ortamından çıkmak o kadar zor ki..Hele o taş gibi sıralara oturacak olmak ayrı bir dert..Ondan önce de Mine Hocamızın kontrolleri var..

Öğrenci kısmısı sırayla sınıflarına giderken hep aynı ses yankılanır okulda..

"Oğlum ne o sakal öyle !"

"Kızım o çoraplar giyilmeyecek demedim mi !?"

"Toplayın şu saçlarınızı !"

"Okul kıyafetiyle gelin şuraya..Çıkar kızım o renkli hırkayı.."

"Kızım..Sen uzun saçlı sen..Gel bakayım..Ver o kolyeni..Küpelerini de ver..Makyajını da siliver bir zahmet.."

Hepinizin tanıdığı cümleler bunlar değil mi ? Tabi ki öyle..Onları bile özledim ben..Tabi o cümlelerin hiç birine maruz kalmadığımdan rahatım :D Sadece diğerlerini izler gülerim ben..Evet uslu görünen öğrencilerdenim..Ama dikkat çekiyorum sadece "görünen"..Uslu kelimesini doğarken annemin karnında unutmuşum sanırım =)

Neyse işte gelsin bir an önce pazartesi..Aldığım duyumlara göre fen sınıflarından bizim sınıfa eklenti olanlar varmış..Gelsinler bakalım =))

O değil de geçen gün doktora gittim..Sağ olsun doktorcum beni çok sever..Ama ben onu sevmediğimden kontrollerime hiç gitmem..En son haziran başında gitmiştim..O zaman da bir sürü yasak saymıştı..İçlerinde topuklu ayakkabı da vardı =(

Ufak bir açıklama geçeyim ben..Her ay doktora gider rutin tahlilleri yaptırırım..yaklaşık bir-iki ay önceye kadar kullandığım bir ilaç vardı.O ilacın vücuduma zarar verip vermediğinin takip edilmesi gerekiyordu..Tabi bu sırada diğer eksiklerde ortaya çıktığından sürekli  ilaç kullanırım..

Aslında pek bir şey yapmıyorum canım..Alt tarafı et,yoğurt,süt ve benzeri şeyleri yemiyorum..Eti anca burger'da yiyorum..oda nuget olursa..Sütü içtiğim tek şey milkshaketir..Çikolatalı,çikolatalı..Canım çekti yaa..Yoğurdu direk midem reddettiğinden dolayı adını bile anmayı tavsiye etmiyorum..

Şimdi bunları okuyup da kapris manyağı ,nazlı bir şey olduğumu sanmayın..Sadece vakti zamanında midemi haşat ettiğimden dolayı bir kaç şeyi yemekten vazgeçtim..

Kapris diyebilitesi olan tek şey vardır hayatımda oda limon kolonyası..Öldürseniz kullanmam çevremde de kullandırtmam..Kokusu öyle keskin geliyor ki nefesim kesiliyor..O yüzden bir kaç yıldır o da yasak bizim evde..

Neyse doktorcum son kontrole gittiğimde bazı değerlerin yerlerde süründüğünü görünce önce bir güzel fırça çekti sonra da verdi ültimatomu..Verdi de yanlış kişinin yanında verdi..Ne yazık ki annemde oradaydı..
O yüzden sabahtan beri üç-dört ayda anca içeceğim miktarda süt içtim..Ciğer yedim..Üstüne birde koca bir kase yoğurt yedim..

Hala yaşıyorum..Şükür Allah'ım..

İşin garip yanı ben sadece ayak bileğim için kontrole gitmiştim..Takmam gereken bir bileklik vardı..En son kontrole gittiğimde doktor istemişti..(sürekli bileğimi burktuğumdan bağ diye bir şey kalmamışta bileğimde ondan..topuklu yasağı da bu yüzdendi) Ama yaz sıcağında o bilekliği giymek yemiyordu tabi..Bende tekrar gideyim belki düzelmiştir dedim..Ama daha kötüye gitmiş..Ah kaderim ah =(

O sırada da her ay gitmem gereken doktor beni yakalayınca olan oldu..En başta söylemem gerekeni en sonra söyledim sanki..Neyse uykululuğuma verin..

Hepsini geçtim söyleyeceğim şey şuydu aslında..Dünya da en kıymetli hazinem yazılarım,aşk ve hayallerimdir..Gerisi boş benim için..En azından şimdilik..Ama çevremdeki bir kaç kişi bunu anlamıyor..Kendileri hep hayalleri dışında hareket etmek zorunda olduğundan(gerek şartlar,gerek hayat yüzünden) benim de hayallerimi gerçekleştiremeyeceğimi söyleyip duruyorlar..Ama bu kadar umutsuz olmak bana göre değil..Ölürüm ki ben hayallerim olmadan..

Siz söyleyin benim hayallerim çok mu uçuk kaçık..
-İtalya'ya gitmek istiyorum..Oraya aşığım neredeyse..
-Mükemmel fotoğraflar çekmek istiyorum..
-Günün birinde yaklaşık beş altı yıldır amatör olarak internet sitelerinde yazdığım sanal romanların bir gün gerçek birer kitap olmasını istiyorum..
-İyi bir meslek edinmek istiyorum..Ama istediğim mesleği..
-Ve gerçekten aşık olmak istiyorum..Gerçekten ama..Gözlerimi kapatıp kendimi bıraktığımda beni tutacağından emin olduğum ,beni ağlatmayacak birini sevmek ve güvenmek.
-Son olarak ömrüm boyunca sadece bir gün babamdan nefret etmemek istiyorum..sadece bir gün onu gerçekten sevebilmem..

Gerçekten çok mu bunlar ? Yapamaz mıyım bunları ? İsteyemez miyim ? Sırf bunları istediğin için bir hiç miyim ben o kişilerden birinin hep dediği gibi..?

O bir kişiye hiç anlatamadım ben derdimi..Ben onun gibi değilim..Onun gibi pes etmeyi bilmiyorum..Ve ölmeden önce bunların hepsini yapmış olacağım..Gerçekten yapacağım..Ve onun en nefret ettiği özelliğim olan "kendim olmaktan" hiç vazgeçmeyeceğim..




bu şarkı ve teoman & bülent ortaçgil düeti gecenin şekeri olsun =)

Hiç yorum yok: