22 Ekim 2012 Pazartesi

Kadın

Aynalardaki kadar mutsuz musun, yoksa fotoğraflardaki kadar sahte mi?
Söylesene kadın, aynı anda kaç kişiliğe bürüne biliyor ruhun? Bir şarkı kadar eşsiz misin? Yoksa kulaklara aşina bir ezgi misin?
Sesin hep bu kadar cansız mı? Ya bakışların? Bir ömrüm katili gibi bakmak zorundalar mı?
Sahi kaç ölüm sığdırdın kalbine? Kaç hayalin mezarı orası? Seninde hiç büyütemediğin bebeklerin oldu mu?
Hala ilk nefesteki gibi yanıyor mu ciğerlerin zehri dumana boğulurken?
Söylesene kadın! Nasıl bu kadar güçlüsün hala hayata karşı? Yaraların nasıl tek kahkaha ile geçmişe gömülüyor?
Gözlerin dalıyor kadın..
Buğulanmış bir camın ardında ,  parmakların yanarken çayın sıcağından, kimi bekliyorsun?

İzmir gibi kokuyor boyun çukurun.. Ama ellerin İstanbul kokuyor. Dudaklarındaki gülümseme güneş gibi kadın. Gözlerim kamaşıyor. Yanaklarındaki ıslaklık yağmurdan mı? Yoksa ağlıyor musun? Göremiyorum..

Söylesene kadın..
Kahveye bulanmış göz bebeklerinin ardından kime gülümsüyorsun?

Hiç yorum yok: