13 Ekim 2011 Perşembe

Ben kimseyi çok sevmedim..

Ben kimseyi çok sevmedim.. Belki de sevemedim..


Uzun süredir kendimi bir türlü toparlayamadım..Bunun sizde farkındasınız herhalde..Ne kadar oldu bilmiyorum.. Ama ben uzun süredir kendimi toparlamaya çalışıyorum..Bir sene olmuştur sanırım..Evet oldu galiba..Bundan bir sene iki ay önce İstanbul'a kesin dönüş yapmıştım..Her şeyin başladığı zaman mı desem yoksa bittiği zaman mı bilmiyorum..


Bittiği desem başlayanlara haksızlık olur,başladığı desem bitenler yalan olur..


Geçenlerde siyah ile konuşuyorduk..Ben ona kendimi anlatıyordum,o dinliyordu.. (Siyah fark ettin mi ben seni hala tanımıyorum...) kedi gibiyim.. demiştim.. Sonra aklıma takıldı o iki kelime..


kedi gibiyim..
kedi gibiyim..
kedi gibiyim..


Evet ben kedi gibiydim..Ama eskiden..Sevileyim,sürekli ilgi göreyim,şımartılayım..Çok severdim hepsini..Belki de bu kadar kaprisli olmamın,hiç bir şeyden memnun olmamamın sebebi budur.. Huysuzum da değil mi ?


Düşünüyorum..O kediye ne oldu ? Ne yaptım da kaybettim onu..Unuttum ? Unutulması gerektiğinden mi silinmişti her şey hafızamdan yoksa benim tembelliğimden miydi hatırlamayışım ? Onun bir suçu yoktu oysaki..Alt tarafı bana kim olduğumu hatırlatıyordu.. O yüzden mi kaybettim onu ? Bana beni hatırlatmasın diye mi ?


Şu sıralar yine sevebilmeyi denedim.. Sadece bir kaç saatliğine cidden bunu yapabileceğime inanmıştım.. Dedim sonunda onu buldum.. Ama dediğim gibi bu sadece bir kaç saat sürdü..  Sanırım hatam kolayca inanabilmek.. Evet sorun bu olmalı.. Çünkü başka bir neden bulamıyorum bu ani bitişlere ve gidişlere.. Aslında bir gidiş ve bitiş yok ama sadece bir kaç saatte değişmiş bir adam var hayatımda.. Neden böyle diye sormuyorum ona da.. Belki de sormayışım hata.. Ama ona herşeyi söylemişken en ince ayrıntısına kadar o hala istemediğim gibi davranıyorsa vardır sebebi.. Üç gündür onun istediklerine hayır demiyorum.. Sanırım bir süre daha böyle devam edecek bu.. Sonrası ne olur hiç bilmiyorum.. Belki kızarım ona.. Ne geliyorsa ağzıma söylerim.. Sonra affettiririm kendimi.. Ufak bir kedi gibi.. Belki de affettirmem ve oda diğerleri gibi hayatıma bir kaç iz bırakır ( yada bırakmaz onu bile bilmiyorum) gider..


Diyorum ya.. Ben kimseyi çok sevmedim..Belki de sevemedim.. Çünkü hiç o kadar uzun kalmadılar hayatımda.. Tam sevecekken her biri teker teker gittiler.. 


Yeri gelmişken güven problemim herkesçe malum.. Bunu fark eden herkes gibi o da kızdı bana.. Beni başkalarının hatalarına göre değerlendirme.. Güveniyorsan güven.. Güvenmiyorsan kendin bilirsin.. dedi.. Ona değilse size soruyorum.. Bir insana güvenmek için onunla zaman geçirebilmek , onu tanımak , hayatına bir yerlerden dahil olmak gerekmez mi ? Bence gerekir.. 


Kafam karışık..Karışık olmasını istediğim için mi yoksa gerçekten mi karışık bilmiyorum.. Ama ne tarafa baksam çözülmesi gereken problemler,cevaplanması gereken sorular var.. İşin kötüsü hiç birini de çözmek istemiyorum.. Öylece bırakıyorum ortalıkta.. Anlayacağınız odam gibi hayatımda dağınık..


Bayan kontrol bunları okuyunca yine bana kızacak.. Çünkü ona her iyiyim dediğimde yalan söylemiş olduğumu anlayacak.. Gerçi hiç birini yemiyor biliyorum ama.. Yine de ona yalan söylememi sevmeyeceğini biliyorum..  O olmasa ne yapardım aslında bilmiyorum.. Sürekli eli üzerimde ve ben eğer pes etmiyorsam bu büyük çoğunlukla onun eseri.. Uslu bir kız olarak büyümeme epey katkısı var.. Bizimkiler sabah öğle akşam telefonla bayan kontrolle konuşmama caz-cuz etseler de ben dağıtmıyorsam onun sayesinde.. Annemde bunun farkında sanırım.. Belki de sırf bu yüzden artık beni delirtmeye başlayan "yine iyi değilsin.." laflarını bıraktı..


Ben bu yazıyı yazarken aynı zamanda sütlüm ile konuşuyorum.. Bana eski beni hatırlatıyor.. O da bayan kontrol gibi benden büyük.. Hatta biraz fazla büyük.. Ama  sanki bütün ömrümüzü beraber geçirmiş gibiyiz..  Bana eski neşeli hallerimi hatırlatıyor.. Hep gülüyor o.. Ve gülmem için uğraşıyor.. Ara sıra pat diye arıyor.. Sesini duymak iyi geliyor.. Onun işleri yoğun benimse okul hayatım.. Aylardır bir kahve içmek için buluşacağız ama yoğunluk bir türlü izin vermiyor.. En kısa zamanda diyelim..


Dün siyahın çektiği bir fotoğrafı gördüm facebookunda.. Fotoğraf aşığı bir kişi olarak çok hoşuma gitti.. 



Güzel değil mi ? Umarım izinsiz aldım diye kızmaz.. Ama izin alamazdım şuanda.. Çünkü  o benden bile uykucu.. Yine uyuyor.. Neyse ya.. Kızmaz o bana bir resim için.. Ne diyorduk ? 


Kediler..Evet.. Ne tatlılar değil mi ? Hele en öndeki.. Görür görmez vuruldum ona.. Öyle şirin ve yaramaz görünüyor ki.. Benim olsun istedim.. Kucağıma alıp seveyim.. gitsin evin içinde bir şeyleri kırıp döksün.. Ben ona kızayım.. Sonra gelip sırnaşsın bana.. Affedeyim.. Oyunlar oynayalım.. sonra.. sonrası  daha tatlı bir hayal.. ikiyken üç-beş olduğumuz hayaller.. Ama onlar dillenmeyecek.. Artık hayallerimin kelimelere dökülüşüne izin vermiyorum.. 


Yine boş,yine saçma bir yazı oldu.. Yine içim dolu dolu..
Gitme vakti herhalde..
Bu şarkı pek uygun geldi..

Hiç yorum yok: