7 Ekim 2011 Cuma

Uçan Balon..

Zamansızlıktan nefret ediyorum.. Bir haftadan beri bilgisayar başına oturup şu yazıyı yazmak için çatlıyorum.. Bir türlü vakit bulupta yazamadım.. İzninizle iki dakika atarlanacağım kendi kendime..

"Lan cimcime ! Bu kadar çalışıp,zamansız kalıp,yemek yemeyi bile unutup ders çalıştığın halde sınavı kazanamazsan var ya çin işkencesi yaparım sana.. Henüz alınmamış fotoğraf makineni duvardan duvara atar,üzerine çıkar ezer parçalarım.. !"

Teşekkür ederim =) Malumunuz büyük bir hızla okul-dersane ikilisiyle baş etmeye uğraşıyorum.. Uzaktan bakınca  yapması,başarması cidden çok kolay geliyordu.. Ama ne yazık ki öyle değilmiş.. Köpek gibi çalışmadan hiç bir ders aklına girniyormuş,can sıkıntısından gebersende,uykusuzluktan sızıp kalacak olsan bile o dersi paşa paşa dinlemen gerekiyormuş.. Olsun razıyım.. Bol bol atarlanıp,isyan çeksem de ben o sınavı kazanıp üniversiteye gitmek istiyorsam dayanmam gerekiyor..

Geçen pazartesi okul açıldı.. Gittik.. oturduk.. ders işledik.. Sonra ders aralarında okula kim gelmiş,kim gitmiş onun analizini yaptık.. Yeni gelen jenerasyon çok küçükmüş yahu.. Gören ilk okul çocuğu sanır.. Ama hepsinin etekleri kasıklarında maşallah.. Erkekler desen " liseyim lan " havasındalar.. Okul dediğin öyle ilginç bir ortam işte..

Bense sıkıntıdan bunalmış bir halde her aklıma  geleni yapıyorum..  Bazı yaptıklarım insanlara daha doğrusu arkadaş dediğim insanlara garip geliyor.. Belki de garip değil de ilginç..

Geçenlerde dersaneden yorgun argın çıkmış otobüs durağına gitmek için yürüyordum.. Kolumda asılı olan çanta bile o kadar ağır geliyordu ki.. Sonra bir baktım karşım da bir sürü balon.. Ama cidden bir sürü.. Adımlarımı hızlandırıp gittim adamın yanına.. Garipsedi..

-Buyrun ?

-Şu maviyi istiyorum.. En tepedekini..

-Anlamadım ?

-En tepedeki balonu istiyorum ?

Adam öyle baktı yüzüme.. Bir an şaşırdım bende ne oluyor diye.. Balon istiyordum alt tarafı..Hani anlaşılmaz bir şekilde de konuşmuyorum ki. Gayet normal bir konuşmayla söylüyorum adama..

Biz orada dikiliyoruz adamla.. O bana bakıyor ben ona. En sonunda adam balonları aşağıya çekti.. Güldü sonra..

-Mavi olmasa olmaz mı ?

-Olmaz.

-Çok yukarıda o. Onu alırsam diğerleri uçacak..

-Tamam şu altta ki pembe olsun o zaman.

Elindeki iplerden bir tanesini çekiverdi hızla.. Diğer balonlar yükselirken pembe , üzeri renkli balon diğerlerinden ayrıldı. Adam bana uzatırken hala gülümsüyordu. Parayı uzattım.. Adam aldı. İyi günler diledim ve yoluma devam ettim..

Ama sevinçliydim..Nereden baksanız bir-iki yıl olmuştu balonum olmayalı. Hemde uçan balon !
Bir anda arkamdan gelen tanıdık üç ses duydum. Dersaneden üç kız arkadaşım sesleniyordu bana. Üçünü de severim. Neşeli kızlar.

-Cimcime iyi misin ?

dedi biri.

-Çok iyiyim ?

-O balon ne ?

-Uçan balon ?

-Gerçekten mi !? Senin elinde ne işi var yahu ?

-Tutmazsam uçar ?

-off..

Öyle ilginç bir konuşma geçti aramızda. Kızlar gülüştü falan. Onlarda şaşkın. Daha yeni tanıyorlar beni. Nereden bilsinler aklıma eseni yaptığımı. Baktım çok durduk ortalıkta aşağıya doğru yürümeye devam ettim. Onlarda peşimden. Kızlardan daha yakın olduğum 3 numaralı arkadaş balonun ipinden çekiştiriyor. Benimle birlikte olayın keyfine varıyordu. Diğerleri ise biz büyüdük havasındalardı. Üzüldüm. Çünkü büyümek uçan balona sahip olamamaksa ben asla büyümeyeceğim..

Duraklara gidene kadar hiç tanımadığım yüzlerce insana gülümsedim. Kimisinin yüzünde şaşkın , kimisin de imrenen , kimisinde ise adlandıramadığım bir gülüş vardı.

Garipsemişlerdi benim yaşımdaki bir kızın elinde uçmasın diye sıkı sıkı tuttuğu pembe uçan balonu. Ama bazısı da aynısını yapmak istemişti.. Bakışlarından , duruşlarından anlaşılıyordu. Ama onlarda şu "toplum baskısı" denilen saçmalık yüzünden bunu yapamıyorlardı. Onlar büyümüştü ve uçan balon çocuk işiydi.

Hayır ! Değil. Büyümek içindeki çocuğu öldürmek değildir. Eğer öyleyse bile ben öldürmeyeceğim ! Aklıma her estiğinde uçan balonum olacak, daha milyon kez pamuk şekercinin peşinden koşturacağım,gördüğüm parklardan bir kaç dakika bile olsa salıncağa bineceğim ve lunaparka gideceğim !

Bu zevksiz,acı dolu dünyada ben güleceğim. Siz de deneyin.. Mutlu olacaksınız. Garipseneceksiniz belki ama mutlu olacaksınız. Sadece bir kaç dakika bile olsa içinizdeki o öldürmeye çalıştığınız çocuğu dinleyin..Masum olan o. Onu dinleyin gerçekten mutlu olacaksınız..

Otobüs durağına geldiğimizde birden balonun çekiştirildiğini hissettim..İpinden çekiyordu birisi. Çocukça bir hırçınlıkla arkamı döndüm.. Gri takım elbiseli bir adam balonumla oynuyordu..Hafifçe çektirip geri bıraktı..

-Kızma. Sadece gerçek misin merak ettim.

dedi.. Bu sefer ben şaşırdım. İltifat mı yoksa alay mı idrak edememiştim ilk başta. Sonra adam yanımdan geçti.

-Hep gerçek kal.

dedi.. O zaman anladım. İltifattı. ve oda gerçek olmayı istiyordu. Umarım bir gün gerçek olursun.

Kızlar kendi binecekleri otobüsün peronuna giderken ben 8E'nin hareket etmek üzere olduğunu fark ettim.. 8E adlı otobüse karşı büyük bir ilgim sevgim var.Ondan  başka otobüse binsem eve giderken yada dersaneye giderken ihanet etmiş gibi hissediyorum =)

Otobüse koştura koştura yetiştim..Kapıdan girdiğimde üç-beş kişi vardı içeride. Hepsi balonuma bakıyordu. Evet bana değil balonuma. Kartı okutup en arkadaki koltuğa geçip oturdum. Otobüse binen neredeyse her kişinin ilk söyledi şey aynıydı.

-Balon mu o ?

Komiğime gidiyordu insanların şaşırması. Umursamadım pek.. Üç durak geçtik ve trafik tıkandı. O sırada bir arkadaşım balonum hakkında yorum yapıyordu.

-Kendine müslüman. Bana yok mu ?

-Sen bana al ben sana alırım sonra.

-Sen almışsın ya zaten !

-Olsun fazla balon göz çıkarmaz.Sen cimriysen bilemem tabi.

Bu arkadaşım bir erkekti ve beni tanıyan,aklıma geleni yaptığımı bilen biriydi. Gülüp geçti bu söylediklerime. Ama sözü var. Balon alacak bana.

Mesajı gönderip camdan dışarı baktım. Şaşırdım ilk başta ve sonrada utandım. Hemen yanımızda duran arabadaki adam beni izliyordu. Gözü arada balona kayıyor sonra bana bakıyordu tekrar. Ben bunu bir anda fark edince utanmıştım. Başımı başka tarafa çevirdim. Ama dayanamadım. Baktım tekrar. Hala bendeydi adamın gözleri. Utandığımı anladı sanırım. Gülümsedi. Sonra ben gülümsedim. Gözleriyle balonu işaret etti gülümserken. Gamzeleri vardı. Omuz silktim başımı hafif yana eğip. Gözlerini yumdu bir kaç saniye. Gülümsüyordu hala.Gamzeleri belirginleşmişti iyice. Gözlerini açıp bir kaç kez salladı başını..

-İyi yaptın.

Diyordu sanki. Evet bence de iyi yapmıştım. Trafik açılana kadar beni izledi. Bende onu. Düşünüyordu. İçinden bir şeyler geçiriyordu. Bende düşünüyordum. İçimden sayısız kelime geçiyordu. Bir an  otobüsten inip ne düşünüyorsun demek istedim. Ama otobüs hareket etti. Biz uzaklaştık o kaldı. Kimsin ? Nasıl birisin bilmiyorum. Ama hep gülümsemelisin..

Öyleydi işte. Sadece bir balon koca bir gün hatta peş peşe bir kaç gün beni gülümsetti. Mutlu olmama belki de birilerini mutlu etmeme sebep oldu.

İsteyen istediği kadar garipsesin ya da istediğini düşünsün. Ben böyle gerçekten mutluyum. Hayat başkaları ne diyecek diye düşünmek için çok kısa. Eğer bir şeyden eminsen ve onu istiyorsan korkma ! Sadece yap.

Mutlu olacaksın !

Hiç yorum yok: