11 Ekim 2011 Salı

Prens-esin Uykusu..

İlham perim olduğu için ve resim için Erkin'e çoook teşekkürler =)

Yağmur yağıyordu..

Bulutlardan kaçak bir mahkum edasıyla süzülüyor, başına gelecekleri düşünmeden kendini damla damla boşluğa bırakıyordu.. Umarsızdı.. Ama dikkatli olmalıydı.. Yakalanması an meselesiydi.. Kime yakalanacağını bilmiyordu.. Ama hissediyordu.. Ensesindeydi nefesi.. Ona çok yakın.. Ama bir o kadar da uzaktı.. Kimdi bu  ? Daha varlığını görmemişken.. Aklını nasıl karıştırabilirdi ki ? Sessizdi yağmur... Sanki gizleniyordu birilerinden.. Ama kendini de göstermek ister gibiydi.. Neydi yağmurun derdi ? Sanırım anladım.. 

Prens-esin uykusunu bölmek istemiyordu..

Ama yine de içinde dizginleyemediği bir merak vardı.. Camın pervazından aşağıya süzülen damlalar adamı izliyordu.. Yüzündeki huzuru,dinginliği.. İçindeki merak daha da artıyordu yağmurun.. Rüyalarına girmek,yüzüne dokunmak belki de kokusuyla nefeslenmek istiyordu.. Uykusundan da bir parça ödünç alabilirdi sanki.. Ama daha gerçek olup olduğunu bile bilmiyordu ki ? Hepsi bir rüya olabilirdi.. Belki rüyadan da öte , bir yalandı ! Hepsi , her söz , her kelime , her ses yalandı.. 

Hemen oradan uzaklaştı yağmur.. İçindeki merakı dindirmesi gerekiyordu.. Ama bu haldeyken olmazdı.. Damlalar ile ulaşamayacağı kadar uzaktaydı adam.. Peki nasıl gidecekti yanına ? Nasıl emin olacaktı gerçekliğinden ? Hepsinden önce nasıl güvenecekti ? Cesareti var mıydı bir bedene bürünüp onun yanına gitmeye ? Tek şansı vardı.. Bunu biliyordu.. Ömrü boyunca her yağmur sadece bir kez bedene bürünebilirdi.. Eğer doğru zamanda değilse , sonsuza dek kaybolurdu.. Hayır.. Hayır bunu düşünmek istemiyordu yağmur.. Sadece denemek istiyordu.. Doğru zaman olduğuna inanıp , bir bedene bürünmek istiyordu.. Asırlardır süren ömründe hep bu anı beklemişti.. İçindeki ses ona  İşte bu o ! Doğru zaman geldi !  desin diye bekliyordu.. Ve  şimdi içindeki sesi duyabiliyordu.. Her an daha çok yükseliyordu o ses.. Ama ya hepsi koca bir kandırmacaysa ? 

Yağmur sokaklarda düşünceli bir halde dolaşmaya başladı.. Düşünüyor,düşünüyor ve yine düşünüyordu.. Ne yapacağına bir an önce karar vermesi  gerekiyordu.. Eğer bu fırsatı kaçırırsa bir daha asla bir bedene bürünme şansı olmayabilirdi.. Eğer doğru an bu an ise kaçıramazdı .. Ama ya değilse !? Bu soru için için yiyordu onu.. Şüphe küçükte olsa asla doymak bilmez bir canavardı.. Küçükken yatağın altından çıkmaması için Tanrı'ya yalvarılan canavarlardan bile büyük.. 

Gözlerini kapattı yağmur.. Gök gürültüsü kulağında çınlıyor , beyninin kıvrımlarında dolaşıp,kanına karışıyordu.. Korkmaya başlamıştı yağmur.. O uğultulu gürüldeme hep korkuturdu onu.. Ama bir gölge gibi her an peşindeydi.. Damlalara hapis olduğundan beri sürekli diyardan diyara gidişinin,aslında kaçışının tek sebebiydi gök gürültüsü.. Ondan kaçmaktı bütün çabası.. Ama eğer bir vücuda bürüne bilirse artık kaçmak zorunda kalmayacaktı.. Sığınacağı bir liman olabilecekti.. Korkmayacaktı.. Ama emin olamıyordu..

Yanından geçen bir karaltı gördü.. Başı boş bir bedendi bu.. Sahibi yoktu.. Kimseye ait değildi.. Aynı kendisine benziyordu.. Derin bir nefes aldı yağmur.. Gözlerini kapadı.. 

Uzun bir sessizlik oldu.. Damlaların sesi yoktu, o ürkütücü uğultuda.. Olmuş muydu ? Başarmış mıydı ? Bedene bürüne bilmiş miydi ? Hissedebiliyor muydu artık ? 

Tanrım !

İçinde,sol tarafındaki kıpırtının ne demek olduğunu hatırlıyordu.. Damlalara hapis olmadan önce ruhu aynı kıpırtıyı hissediyordu.. Yüzyıllar olmuştu sanki.. 

Tanrım...

Ne muhteşem bir histi bu.. Yerde olduğunu fark etti.. Silinen sesler tekrar canlanmaya başladı.. Önce bir rüzgar uğultusu duyuldu.. Gri şehirdeki tüm yapraklar onun esintisine kapılıp uçuşmuştu.. Yüksek binaların , düz çatılarından bir kaç kara gölge uçuştu.. Kuşlar huzursuz olmuşlardı.. Yağmur damlaları tekrar yere düşmeye , seslerini boşlukta yankılamaya başladı..

Islandığını fark etti.. Yerden kalkıp,saçak altından yürümeye başladı.. Çok geçmeden adamın evindeydi.. İçeriye nasıl gireceğini bilmiyordu.. Kapıya dokundu.. Rahatsız edici bir gıcırtı duyuldu.. Adam yerinde kıpırdandı ve yattığının tersi yöne döndü.. Nefesini tutmuş olan kız bunu gözünü kırpmadan izledi.. Kapının açık oluşu bir işaretti belki de.. Evet, evet.. Öyle olmalıydı.. 

Küçük adımlarla içeriye girdi.. Arkasında çamurdan izler bıraktığının farkında değildi.. Sıralı ve sessiz adımlarla  tek odanın ortasında duran yatağa yaklaştı.. Her şey siyah beyazdı. Oda da yankılanan nefes sesleri bile.. 

Kız gülümsedi.. Başarmış mıydı ? Doğru zaman mıydı yani ? Belki renkleri kaybetmişti ama başarmıştı ! 

Adamı uyandırmamak için doğru düzgün nefes bile almıyordu... Gülümsemeye devam ediyordu ama ne yapacağını bilmiyordu.. Yorulduğunu hissetti.. Yatağı sarsmamaya dikkat ederek kenardaki boşluğa oturdu.. Adam tekrar kıpırdandı.. Yüz üstü döndü yatakta.. Bir eli yastığın altında duruyordu..Başı kıza dönüktü.. Gözleri hafifçe kıpırdandı.. Rüya görüyor olmalıydı.. Delice bir merak daha uyandı kızın içinde..

Ne görüyor acaba ? 

Kız daha fazla uzak duramadı.. Korkuyordu ama onun gerçek olduğuna inanmaya ihtiyacı vardı.. Elini dizinin üzerinden kaldırıp adama doğru uzattı.. Parmakları titriyordu.. Heyecanlıydı,meraklıydı,korkuyordu.. Ama vazgeçmeyecekti ! 

Onu uyandırmaktan ölesiye çekiniyordu.. Diyebileceği en ufak bir söz, yapabileceği bir açıklama yoktu.. Bir hırsız gibi girmişti hayatına.. Ve en değerli hazinesini çalmak istiyordu.. Kalbini mi ? Hayır.. O ruhunu istiyordu.. 

Parmak uçları adamın yanağına değmişti belli belirsiz.. Sıcaktı.. Hissediyordu.. Bir anda geri çekti parmaklarını.. Elleri çenesinin altında hasret dolu iki aşık gibi bir anda buluşmuş ve birbirine sıkıca sarınmıştı.. Derin bir nefes çekti içine.. Bir elini tekrar adama doğru uzattı.. Bu sefer şakağına değmişti parmakları.. Alışıyordu ona dokunmaya.. Gerçek olduğuna bütün hücreleriyle inanıyordu.. Tüy gibi bir dokunuşla parmakları adamın şakağından çenesine doğru uzun bir yol çizdi.. Parmak uçlarındaki ürperiş kızın hoşuna gitmişti.. Parmakları adamın hafiften çıkmaya başlayan sakallarına takılmıştı bir kaç saniyeliğine..

Adam hafiften kıpırdandı tekrar.. Kızın eli hala adamın yüzündeydi.. Adam gülümsedi ! Hala uyuyordu.. Belliydi bu.. Ama gülümsüyordu.. Huzurlu bir hali vardı.. Kız adamın hareketlenmesiyle tuttuğu nefesini yavaşça bıraktı.. Korkmuştu.. Bir süre kıpırdamadı .. Avucunu adamın yanağına yasladı.. Baş parmağıyla dudağından başlayıp elmacık kemiklerine kadar okşadı.. Adam yüzünde hissettiği sıcaklığa doğru çevirdi başını..Uyanmamıştı.. Sadece orada olduğunu hissetmişti.. Kız şansını zorlamak istedi.. Fazlasıyla yavaş hareketlerle adamın yanına uzandı..

Dışarıda yağmur hızlanmıştı.. Bir an da dolu bastırmıştı.. Yarı açık pencereden içeriye bir kaç yağmur damları süzülmüştü.. Sert bir rüzgar evi kolaçan edip geldiği gibi ansızın gitti.. Kız rahat bir nefes aldı.. Kalbi hızlı çarpıyordu.. Korku,heyecan,merak.. Hepsi birbirine girmişti..

Adam üşümüştü.. Yanında hissettiği sıcak bedene sokuldu.. Kız şaşırıp kalmıştı.. Adamın bir kolunun belini sardığını hissetti. Ardından kendine doğru çekildiğini.. Çok geçmeden boynunda ılık nefesi hissetti..Adam başını kızın sağ omuzunun üzerine yaslamış,biraz daha sokulup omuzu ile boynunu buluştuğu çukura gömmüştü yüzünü.. 

Ciğerlerine dolan koku mükemmeldi.. Ne tarifi vardı ne de eşi benzeri.. Öylesine tatlı,öylesine ferah ve benzersizdi ki adam neye uğradığını şaşırdı.. Yüzünde gezinen eli hissetti bir kez daha.. Uyanmaya yakın olduğunu biliyordu.. O hafif parmaklar çenesinden şakaklarına çıktı.. Ardından saçlarının üzerinde dolaştı.. Dudaklarına indi .. Varla yok arasında bir dokunuştu.. Hissettiğinden  emin olamadı..

Ve adam uyandı.. Yanındaki sıcaklık duruyordu.. Ama sarıldığı beden yok olmuştu.. Oysa ki emindi ! Buradaydı vardı ! Hala ciğerlerinde dolaşan koku,yastığın sola doğru çöküklüğü,çarşafın buruşukluğu.. Hepsi kanıttı ! Buradaydı ! Oysaki sevmişti.. Oysaki istemişti.. Emindi.. Bu sefer gerçekti .. Sevecekti, tapacaktı ! Tenine sonsuz harfler yazacaktı.. Gerçekti.. Hissetmişti.. 

Her şey bir rüyaydı.. Yağmur , bedene bürünememişti .. Belki de hiç var olamamıştı.. Sadece var olabileceğini sanmıştı.. 

Adam kendini tekrar beyaz çarşaflar arasına bıraktı.. Elleri yüzünü kapatıyordu.. Sağ gözünden bir damla yaş esaretten kurtulup,özgürlüğüne kavuştu.. Kirli sakallarına takılıp bin bir parçaya bölünürken adam , yüzünde hissettiği rüzgarla birlikte başını kapıya doğru çevirdi.. Yerdeki ayak izlerine çarptı gözlerini..

Belli belirsizdiler..İki ayrı yönde gidiyorlardı.. Biri kendine doğru gelirken , diğer yol uzaklaşıyordu.. 

Buradaydı ! Vardı ! Gerçekti ! 

2 yorum:

by tura dedi ki...

gerçek olan her şeye gelsin :)

Unknown dedi ki...

gerçek olan ve gerçek olabilecek herşeye =)